TA Research & Practice

TA Research & Practice

Connecting The Transactional Analysis Community Worldwide

en English

Türkçe

Birsen Yener Davis translated Volumes 1, 2 3 and Volume 13 Issue 1. Birsen has been over 30 years in the field of education teaching history and languages at College level. She completed her TA 101 certificate in 2007 in California, USA and has been teaching and using the concepts of TA in all aspects of her professional and private Life. Currently, she is working on a project to help the asylum seekers in Istanbul.

Birsen Yener Davis Cilt 1, 2 3 ve Cilt 13 Sayı 1’i çevirdi. Birsen Kolej düzeyinde tarih ve dil öğretimi alanında 30 yılı aşkın bir süredir eğitim vermektedir. TA 101 sertifikasını 2007 yılında California, ABD’de tamamlamış olup TA kavramlarını profesyonel ve özel hayatının her alanında öğretmekte ve kullanmaktadır. Halen İstanbul’daki sığınmacılara yardım etmek için bir proje üzerinde çalışıyor.

We would like to thank Hülya Üstel Elevis Psychologist MSc., CIIP-TSUT (Certified International Integrative Psychotherapist), Professional Life Coach, for her kind assistance in preparing the abstract translations for Volumes 4-12.. Hülya is a lifelong learner and offers private therapy sessions online as well as training programs for coaches and companies.  She can be contacted at: [email protected].

Hülya Üstel Elevis Psikolog Yüksek Lisans, CIIP-TSUT (Sertifikalı Uluslararası Bütünleştirici Psikoterapist), Profesyonel Yaşam Koçu – na Cilt 4-12 için özet çevirilerin hazırlanmasındaki nazik yardımlarından dolayı teşekkür ederiz. Hülya, hayat boyu öğrenen bir öğrencidir ve çevrimiçi özel terapi seanslarının yanı sıra koçlar ve şirketler için eğitim programları sunmaktadır. Kendisiyle iletişime geçilebilir: [email protected].

Cilt 13 Sayı 1 2022

Yeni Bir Ego Durumları Envanterinin Geliştirilmesi – Portekizce Versiyonu ile Brezilya Örneklemi Üzerine Rapor

© Renata Cristina Brandão Rossini, Ederaldo José Lopes, Joaquim Carlos Rossini

https://doi.org/10.29044/v13i1p3

Özet

Brezilya’da yürütülen bu çalışma, transaksiyonel analiz teorisinde önemli bir kavram olan ego durumlarının değerlendirilmesi için oluşturulmuş yeni bir envanter sunmaktadır. Çalışmaya yaşları 18 ile 70 arasında değişen her iki cinsiyetten 295 gönüllü katılmıştır. Keşfedici faktör analizleri, altı faktörde yeterince karakterize edilen 37 maddeden oluşan Portekizce bir envanter ortaya koymuştur: Eleştirel Ebeveyn (CP), Koruyucu Ebeveyn (NP), Yetişkin (A), Özgür Çocuk (FC), Uygulu Çocuk – İtaatkar (ACS) ve Uygulu Çocuk – Asi (ACR). Sonuç, bireylerle uygulama için ego durumlarının araştırılması ve haritalanması için yararlı bir ölçüdür ve bir dizi dilde gelecekteki araştırmalar için temel oluşturmaktadır.

Terapistlerin Transaksiyonel Analiz Kullanarak COVID-19 Küresel Acil Durumu Boyunca Çalışma Deneyimlerinin Yorumlayıcı Fenomenolojik Analizi

© Claire Daplyn

https://doi.org/10.29044/v13i1p11

Özet

Bu çalışma, COVID-19 küresel salgını öncesinde ve sırasında danışanlarla çalışan Birleşik Krallık merkezli Transaksiyonel Analiz terapistlerinin deneyimleri üzerine Yorumlayıcı Fenomenolojik Analiz (IPA) (Smith, 1995) kullanılarak yapılan nitel bir araştırmadır. Danışanlarla önceden kurulmuş, ağırlıklı olarak yüz yüze ilişkilerde terapötik olarak çalışmaktan, kendi yaşamlarında benzer zorluklarla karşılaşan danışanlarla paralel olarak hem kişisel hem de profesyonel olarak büyük ayarlamaları yönetmek zorunda kalmaya geçişin nasıl bir şey olduğunu tanımlamayı amaçlayan bulgular, katılımcıların travmatik stres tepkileri yaşadıklarını göstermektedir. Katılımcılar başlangıçta, danışanlarla yüz yüze terapiden çevrimiçi terapiye geçmenin getirdiği çoklu zorlukları yönetme konusunda kendilerini hazırlıksız hissetmişlerdir. Teknolojik ve etik sorunlara ek olarak, terapötik ilişkinin niteliği ve doğasında da değişiklikler yaşamışlardır. Bununla birlikte, zaman ilerledikçe çevrimiçi çalışmanın olumlu yönlerini de keşfettiler ve profesyonel bir güçlenme duygusu yaşadılar. Meslek kuruluşlarının ve eğitim kurumlarının rolünü önemli olarak algılamışlardır. Öğrenme deneyimlerinin kalitesi farklılık gösterse de, ülkeler ve topluluklar arasında mevcut olan çevrimiçi eğitim çeşitliliği takdir edilmiştir.

Eğitimsel Transaksiyonel Analiz Merceğinden Öğretmen Pasifliğinin Kültürlerarası Çalışması

© Anna Pierzchała, Edyta Widawska, Piotr Jusik

https://doi.org/10.29044/v13i1p28

Özet

Amaç: Bu makalenin amacı, hümanistik düşünce ekolünün psikoterapi yöntemlerinden biri olan transaksiyonel analizin varsayımları doğrultusunda pasiflik kavramını temel alan araştırma sonuçlarını sunmaktır. Pasiflik, yapıcı ve çözüm odaklı eylemleri engelleyen davranışlar olarak tanımlanmaktadır.

Tasarım/Metodoloji/Yaklaşım: Temel araştırma yöntemleri arasında tanısal anketler ve anket teknikleri yer almaktadır. Çalışmada, Anna Pierzchała (2013) tarafından hazırlanan “Bir Eğitimcinin Gerçekliği” anketi kullanılmıştır. Ankete Guatemala, Polonya, Birleşik Krallık ve Ukrayna’dan 441 katılımcı yanıt vermiştir. Farklılıklar, bağımsız örneklemler için yaygın olarak kullanılan tek faktörlü varyans analizinin (ANOVA) eşdeğeri olan Kruskal-Wallis testi kullanılarak tespit edilmiştir.

Bulgular: Öğretmenlerin pasif davranışları üzerine yapılan karşılaştırmalı kültürler arası araştırma, ülkeler arasında önemli eğitim farklılıkları olduğunu göstermiştir. En düşük pasiflik seviyeleri Guatemala’da [1] ve en yüksek Ukrayna’da rapor edilmiştir. Hofstede Kültürel Boyutlar Modeli, yazarların incelenen ülkelerdeki pasif davranışlarla ilgili bazı genel eğilimleri ana hatlarıyla ortaya koymasını sağlamıştır. Bireysel olarak rapor edilen pasiflik düzeyleri, öğretmenlerin sosyal işlevlerinden kaynaklanan kültürel belirleyicilerle birleştirilmiştir.

Pratik Etkiler: Çalışma, öğretmen pasifliği ile mücadele için bazı kılavuz ilkeler sunmakta ve problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik stratejileri tanımlamaktadır. Tüm ülkelerde en yaygın pasif davranış aşırı adaptasyondur ve bu da öğretmenlerin kişilerarası olgulara ilişkin farkındalıklarının işlemsel analiz açısından geliştirilmesinin önemini vurgulamaktadır.

Özgünlük/Değer: Sunulan araştırma daha önce yapılmamıştır ve bu aşamada keşifsel bir karaktere sahiptir, kültürler arası olarak beyan edilen belirli kalıpları gösterir ve aynı zamanda daha fazla araştırma için alanları belirler. Transaksiyonel Analiz, kültürler arası karşılaştırmalı çalışmaların tasarımında faydalı bir teorik yapı olarak görünmektedir.

Yaşam Senaryosu Heptagon

© Tony White

https://doi.org/10.29044/v13i1p53

Özet

Yazar tarafından geliştirilen yaşam senaryosu yedigen modeli, insan kişiliğinin yedi yönünü oluşturan yedi unsurun – davranışlar, duygular, düşünceler, beden tutma kalıpları, alışkanlıklar, inançlar ve tutumlar ve erken kararlar – birbirlerini güçlendirip destekleyecek ve insanların yaşam senaryolarını değiştirmelerini zorlaştıracak şekilde geometrik olarak nasıl bir araya geldiğini göstermek için tanımlanmıştır. Bu unsurlar daha sonra farklı psikoterapilerin bunlarla çalışma eğilimleri ile ilişkilendirilir ve modelin geometrik doğasının neden birkaç unsurun değişmesi gerektiği anlamına geldiği, aksi takdirde kalan unsurların yararsız kalıpları güçlendirdiği açıklanır.

Duyguların Düzenlenmesi İçin Gerekli Bir Unsur Olarak Öz-Empati

© Jane Maria Pancinha Costa, Ronel Alberti da Rosa

https://doi.org/10.29044/v13i1p62

Özet

Birbirimizi önemseme, kendimizi bu gezegende yaşayan canlılar, insanlar olarak ortak noktalarımızla özdeşleştirme ihtiyacı, noröbilim, davranış, duygular ve sosyal ilişkiler gibi alanlardaki araştırmacılar tarafından yapılan çalışmaların ve düşüncelerin odak noktası haline gelmektedir. Sağlığın geliştirilmesi ve psikoterapi alanında da durum farklı değildir. Özellikle son yirmi yılda, nörobilim araştırmalarında beyin ve sinir sistemi hakkındaki bilginin artması, bu alanları bireyi ve ilişkilerini anlamakla ilişkilendirmek için bilgi sağlamış, yansımalara, anlayışa ve eylem önerilerine ve insan ıstırabından olası kurtuluşa katkıda bulunmuştur. Dolayısıyla, bu niteliksel makalenin amacı, son literatürün anlatısal bir incelemesine dayanarak, empatinin birincil veya doğal duygulardan kaynaklandığını anlama olasılığı üzerine düşünmektir. Sonuç olarak, bireysel ve toplumsal alanlarda hayatta kalma, refah ve evrim amacıyla içgüdülerimizi düzenleme işlevinin gerçekleşebilmesi için öz-empati göz önünde bulundurulduğunda duyguları düzenlemenin önemi ortaya çıkmaktadır.

İlişkisel Bütünleştirici Mentorluk Sonrası Transaksiyonel Analizin Birey Üzerindeki Etkisi

© Maria Imaculada Gonçalves de Almeida, Rita Varela, Rubens Correia Filho

https://doi.org/10.29044/v13i1p72

Özet

Yazarlar, anlatı analizi yoluyla, ilişkisel bütünleştirici mentorluk alan kişiler tarafından TA’dan ne kadar etkili derslerin öğrenildiğini, uygulandığını ve akılda tutulduğunu göstermektedir. Belirli Transaksiyonel analizin bu tür mentorluğa nasıl dahil edildiği, transaksiyonel analiz kavramlarının ayrıntıları ve nasıl kullanıldıkları da dahil olmak üzere eksiksiz bir şekilde anlatılmaktadır. Araştırma sonuçları, mentilerin transaksiyonel analize bir dil olarak nasıl değer verdiklerini ve ego durumları, işlemler, duygular, psikolojik oyunlar ve sözleşmeler gibi kavramların kullanışlılığını göstermektedir. Mentiler tarafından öğrenilenlerin, mentorluğun sağlandığı kurumsal bağlamın yanı sıra ailelere de uygulanabilir olduğu gösterilmiştir. Araştırmanın, ilişkisel bütünleştirici mentorluğun sürdürülebilir ve önemli bir gelişim programı olduğunu gösterdiği sonucuna varmışlardır.

Alzheimer Hastalığı: Transaksiyonel Analiz Işığında Değerlendirmeler

© Ede Lanir Ferreira Paiva

https://doi.org/10.29044/v13i1p84

Özet

Bu makale, Alzheimer Hastalığı ile ilgili literatürün anlatı yoluyla gözden geçirilmesinin yanı sıra, özellikle “Düşünme (Don’t Think)” emri veya emredici mesajının ve akılsız bir senaryonun hastalığın gelişimiyle nasıl bağlantılı olabileceğine atıfta bulunan transaksiyonel analiz teorisinin gözden geçirilmesinin bir sonucudur. İlişkileri doğa bilimleri alanının ötesinde incelememiz için bir savunma yapılmaktadır.

Cilt 12 Sayı 2 2021

Yapısal Transaksiyonel Analiz: Ego Benlikleri ve Ego Durumları – Neden-Sonuç ve Müdahaleler

© 2021 Jorge Alberto Close

https://doi.org/10.29044/v12i2p3

Özet

Bu makale, insan davranışlarını başlatan hem genetik hem de çevresel faktörlerin dayattığı kısıtlamalardan kaynaklanan fizyolojik, nörolojik ve psikolojik belirleyicileri tanımlamaktadır. Eric Berne’in sınıflandırdığı, yapılandırdığı, kavramsallaştırdığı ve profesyonellerin ve hastaların davranışları ayarlamasına yardımcı olmak için transaksiyonel analiz ve tasarım araçları tasarlamak için tanımladığı fenomenleri organize eden, Ego Benlikleri olarak adlandırılan belirleyiciler, analiz edilir. Uyarlanmış Çocuğun Doğal Çocuğun bir parçası olarak gösterildiği Bern’in modelinden farklılaşan, uyarlanmış Çocuğu temsil etmenin farklı bir biçimi sunulur. Ebeveyn-Uyarlanmış Çocuk ve Yetişkin ego durumları, tezahürlerine ve organizasyonlarına karşılık gelen ego benliklerinin fizyolojik gelişimine uyumlandırılarak, Uyarlanmış Çocuğun, Ebeveyn ego durumunun bir parçası olduğu öne sürülür. Bulaşma, neden ve sonuç arasındaki tutarlılık için gözden geçirilir ve uyumlandırılır ve kontamine ego durumunun Ebeveyn ego durumu olduğu belirlenir, uyarlanmış Çocuk kısmında bir yanılsama yaratan ve böylece doğal çocuğun duygusal tepkisine neden olan komutlara dayalı bir sanrı yaratır. , Yetişkin ego durumunun müdahale etme yeteneklerini önemli ölçüde sınırlar. Senaryo analizleri gözden geçirilir ve düzenlenir, senaryonun gebelikte başlayan ve ölümle biten bir yaşam planı olduğu, hayatta kalmak için vazgeçilmez olduğu, yaşam süresini ve yaşam kalitesini sınırlayabilecek yeterli ve yetersiz bölümlere sahip olduğu belirtilir. Oluşumlar, nörofizyolojik faktörler ve bunların geliştirilmesi ve uygulanmasında yer alan anılar da tanımlanır. Davranışları ayarlamak ve kontratları yerine getirmek için müdahale stratejilerinin ve taktiklerinin entegre şekilde geliştirilmesine yönelik öneriler ve örnekler ilgili bölümde sunulmaktadır.

Not: Bu makale ilk olarak Revista Brasiliera de Análise Transacional (REBAT) Ano XXX 2021’de Portekizce olarak yayınlanmıştır ve burada izin alınarak çevrilmiş ve yeniden yayınlanmıştır.

Çocuk ego durumunun dekonfüzyonu – Ana katkıların ve yeniden kararın literatüre nasıl katkıda bulunduğunun incelenmesi

© 2021 Tony White

https://doi.org/10.29044/v12i2p17

Özet

Bu makale, transaksiyonel analiz literatüründeki Çocuk’un dekonfüzyonu hakkında bazı temel yazıları incelemektedir. Her bir yaklaşımın dekonfüzyonun hedeflerini nasıl tanımladığını ve dekonfüzyonun elde edildiği yöntemleri göstermeye çalışır. Bunu yaparken, Berne’in bu tür bir dekonfüzyon için kullanılabilecek önerdiği üç yöntemi açıklığa kavuşturur. Aynı zamanda, yazarın bilgisine göre daha önce yapılmamış olan yeniden karar verme terapisinin konuyla ilgili literatüre nasıl katkıda bulunduğunu göstermeye çalışır.

Psikolojik Oyun Anketinin Geliştirilmesi

© 2021 Iming Huang

https://doi.org/10.29044/v12i2p25

Özet

Psikolojik oyunların üç bileşenini ölçecek bir anket geliştirmek için Tayvan’da farklı yaş, eğitim seviyeleri ve mesleklerden 615 denekle yürütülen bir araştırma çalışması açıklanmıştır: gizli mesajlar veya gizil transaksiyonlar, drama üçgenindeki rol geçişleri ve bastırılmış duygular. . Bir literatür taraması dahil edilmiş ve 226 denekle bir ön test seçeneği aracılığıyla anketin nasıl geliştirildiği açıklanmıştır. İstatistiksel analizlerin sonuçları açıklanmış ve İngilizce ve Çince olarak nihai anket ek olarak eklenmiştir.

Bilgi Toplumunda Kültürel Ebeveyn ve Öğrenme: İlköğretim Öğrencilerine Yönelik Bir Anket

© 2021 Cesare Fregola

https://doi.org/10.29044/v12i2p33

Özet

Bu makale, Roma Tre Üniversitesi’nde İlköğretim Bilimleri lisans kursunda 132 öğrenciyi kapsayan bir araştırma çalışmasını anlatmaktadır. Daha sonra 8 farklı bakış açısı sağlamak için analiz edilen bir anketi tasarlamak için grup aktivitelerini kullanan araştırma için bir karmaşıklık paradigması uygulandı. Altta yatan teorik perspektif, Kültürel Ebeveynin (ve bununla ilişkili Referans Çerçevesi, Senaryo ve Ego Durumları kavramlarının) transaksiyonel analiz kavramının uygulanabilirliğinin, eğitim süreçlerinde ailenin, okulun yansıtılabilmesi için nasıl değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu anlamanın bir yolu olarak araştırılmasını içeriyordu. ve toplumsal kültürlerin, özellikle Generation App ve teknolojinin sanal alanların artan etkisi ve kültürel çeşitliliği yansıtma ihtiyacı referans alınarak incelendi.

Not: Bu makale ilk olarak İtalyanca olarak 2017 yılında ‘Genitore Culturale e apprendimento nella società della conoscenza’ adıyla yayınlanmıştır. Un’indagine con gli Studenti di Scienze della Formazione Primaria’ in Richerche Pedagogiche, 203. 59-66, izin alınarak çoğaltılmıştır.

Cilt 12 Sayı 1 2021

Oyun Izgarası

© 2021 Stephen R. Lankton

https://doi.org/10.29044/v12i1p3

Özet

Yazar, Leary’ye (1957) atfedilen döngünün orijinal versiyonunun üzerine bindirilebilen kendi Game Grid tasarımını sunar. Orijinal Kişilerarası Kontrol Listesi (ICL) ve ilgili eksenler ve alanlar (bölümler), amaçları bireylerin kendi davranışlarını, bunların yaşam konumları ve oynayabilecekleri psikolojik oyunlarla nasıl bağlantılı olduğunu keşfetmeye teşvik etmek olduğu için korunur. Kullanılan ICL’nin kısa bir tarihçesi, bazı ‘iyi’ oyunların olduğunu kabul eden değiştirilmiş bir OK Corral’ın tanıtımıyla devam eder ve dört ana yaşam pozisyonuna göre sıraya koymak için bir dizi psikolojik oyun tahsis edilir. Ek bölümler, diğer dillere bağlantılar içeren materyalleri ve uygulayıcıların açıklanan yaklaşımı uygulamalarına yardımcı olacak ayrıntılı talimatları içerir.  Yazar metini sonuçların bireysel müşterilere ve ortaklara yardımcı olmak için nasıl yorumlanabileceğine ve kullanılabileceğine dair örneklerle sonlandırıyor.

İntihar bulaşması, intihar anlaşması ve intihar davranışının tedavi ve aile ilişkilerine etkileri.

© 2021 Tony White

https://doi.org/10.29044/v12i1p18

Özet

Bu makale intihar ve ilişkilerle ilgilidir. İntihara meyilli düşünce ve davranışların intihara meyilli kişinin ve etrafındakilerin ilişkilerini nasıl etkileyeceğiyle alakalıdır. Bu ilişkiler 2 intihara meyilli kişi arasında olabileceği gibi, 1 intihara meyilli ve bir intihar düşüncesi olmayan kişi arasında da olabilir. “Intihara meyilli kişi karşısındaki nasıl etkiler ve sonrasında karşısındaki intihara meyilli kişiyi nasıl etkiler?” Birbirlerinin düşünceleri ve duyguları üzerinde nasıl etkileri olduğu ve bunun sonucunda birbirleriyle ilişkilerinin nasıl etkilendiği de makalede işlenmektedir.Daha spesifik olarak, intihar kümelerini, intihar anlaşmalarını, terapötik ilişkide intiharı ve aile ilişkilerinde intihara meyilliliği inceler.

Eğitimde Pasiflik

© 2021 Piotr Jusik

https://doi.org/10.29044/v12i1p25

Özet

Yazar, eğitici bir ortamda pasifliğin ortaya çıkışını ve imaları ele almaktadır. TA literatürünün geçmişini araştırdıktan sonra birkaç araştırma çalışmasını rapor ediyor ve pasifliklfe mücadeleye karşı yardımcı yaklaşımları belirliyor. Son olarak, aşırı uyumun nasıl çözülebileceğine dair öneri ve diyagramlar içeren üç vaka çalışması dahil ediyor.

Üçleme Perspektifinden İnsan Büyümesinde Talimatlar ve Motivasyon

© 2021 Ranjith MR

https://doi.org/10.29044/v12i1p35

Özet

Yazar, Kandathil’in (1978) Ben, Sen ve Hedef’i birleştiren Üçleme yaklaşımını ve bunların Kimlik, Rasyonellik ve İlişki konusunda nasıl bağlantılı olduğunu, emirler ve izinler ile ilgili transaksiyonel analiz teorileriyle birleştirir. Sonuç, çocuklukta alınmış kararların danışanların mevcut büyüme süreçlerine nasıl engel olduğunu analiz etmek için genişletilmiş bir GK Çerçevesi olarak gösterilmilştir. Tedbirler ve ihtiyati mesajlar hem dikkate alınmış hem de izinler sevgi, umut ve güven kavramlarıyla tanımlanmıştır. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyeraşisi ile önemli bir bağlantı kurulmuş ve bu bağlantı ruhsal gelişimin doğası hakkında ilk değerlendirmeleri harekete geçirmiştir. Ortaya çıkan çerçevenin danışanlarla paylaşılabilecek analizlere nasıl yardımcı olacağını göstermek amacıyla kısa bir vaka çalışması da dahil edilmiştir.

TAMED Oyunu, Seyirciler ve Profesyonel Dernekler

© 2021 Julie Hay

https://doi.org/10.29044/v12i1p42

Özet

Yazar, transaksiyonel analiz üyeliği ve profesyonel derneklerde meydana gelen sağlıksız dinamiklerle ilgili bir açıklama bulundurduğunu iddaa ettiği TAMED (Açıklayıcı Derinliğin TA Efsanesi) isimli psikolojik bir oyunu tanıtır. Bunu kişisel deneyimlerine dayanan dört vaka örneğiyle açıklıyor. Aynı zamanda, psikolojik oyunlar, seyircinin rolü, drama üçgeni içindeki çeşitli roller ve onların uzantıları ve güç piramidi hakkında TA teorisine genel bir bakış sağlar. Bu tür oyunların, çatışmanın nedeni olarak görülen bireyin senaryosundan çok organizasyonel ve grup süreçleriyle ilgili olduğu önermesini desteklemek için TA yazarları ve TA’dan bağımsız yazarlar tarafından hazırlanan materyallerden bir seçki sağlar. Makale, mesleki birliklerin yapısını ve dinamiklerini yansıtmak için TA organizasyon şemalarının nasıl değiştirilmesi gerektiğine dair bazı düşüncelerle sona ermektedir.

Cilt 11 Sayı 2 2020

Psikolojide Bilim İnsanı – Uygulayıcı Ayrımını İncelemek: Bilim İnsanlarının İşlemsel Analiz Tipolojisi

Copyright 2020 © Patrick Whitehead

https://doi.org/10.29044/v11i2p3

Özet

Yazar, ego durumlarının transaksiyonel analiz modellerini kullanarak (Berne 1961, 1964), bir bilim insanı tipolojisi önermekte ve entegre ego durumlarına, kontamine yetişkinlere ve ikili dışlama içeren tekli ego durumlarına 14 tip diyagram çizmektedir. Bu tipoloji, bilim psikolojisi olarak adlandırılabilecek şeyin son unsuru olarak sunulmuştur. Bilim psikolojisi, felsefe ve bilim teorisinden farklılaştırılmıştır ve bilim adamlarının kişiliğine ilişkin mevcut araştırmalar incelenmiştir. Klinik ve danışmanlık psikolojilerinde bilim insanı ve uygulayıcı arasındaki açık uçurum büyük önem taşımaktadır.

Yazar, Feyerabend’in (1970) bilimle ilgili “her şey gider” diye ifade ettiği kötü şöhretli iğnelemesine dayanarak, bilim insanı türleri için önerilen transaksiyonel analizi kullanarak Feyerabend’in yorumunun üç farklı şekilde anlaşılabileceğini gösteriyor: Ana baba: “Bilim adamları bu kadar ciddi olmamalı”; Yetişkin: “Her şey yolunda görünüyor”; ve Çocuk: “Kural yok!” Feyerabend’in demek istediği yalnızca bunların entegre edilmesiyle (PAC) anlaşılabilir. Aynı şekilde, pratiği bilimsel temellerinden ayrılamayan psikolojik pratisyen için de bu geçerlidir. Yazar, uygulayıcılara uygulanan aynı kategorilerin araştırmaya verdikleri tepkileri nasıl açıklayabileceğini göstermek için önerilen tipolojiyi kullanarak sonuca varır.

Ego Durumlarının Değerlendirilmesi ve Ölçülmesi: Ego Durum Anketinin (ESQ-RI) Gözden Geçirilmiş Versiyonunun İtalyanca Çevirisinin Psikometrik Özellikleri

© 2020 Fiorenzo Laghi, Giuseppe Crea, Claudia Filipponi ve Giorgio Cavallero

https://doi.org/10.29044/v11i2p14

Özet

Daha fazla nesnellik ihtiyacına yanıt olarak, Loffredo, Harrington, Munoz & Knowles (2004), orijinal 60 maddelik versiyonun yeniden düzenlenmesi olan Ego State Questionnaire-Revised’in (ESQ-R) 40 maddelik bir versiyonunu geliştirdi. (Loffredo ve Omizo, 1997). Bu çalışma, 483 denekten (204 erkek ve 279 kadın) oluşan bir örneklem tarafından tamamlanan ESQ-R ölçeğinin İtalyanca versiyonunu değerlendirmekte ve Eleştirel Ebeveyn, Besleyici Ebeveyn, Yetişkin, Özgür Çocuk ve Uyarlanmış Çocuk ismi verilen beş alt ölçeğinde kabul edilebilir yapı geçerliliği ve güvenilirliğini göstermektedir. Araştırıcı faktör analizleri, orjinal ESQ-R ölçeğinde atıfta bulunulduğu üzere beş faktör önermektedir; .30 veya altında yüklenen maddeler çıkarıldı ve bir ek çalışma, transaksiyonel analiz teorisine göre beş ego durumunun objektif bir ölçüsü olarak iyi bir yapı geçerliliğine sahip 33 maddelik bir İtalyan versiyonu olan ESQ-R-I’ ı gösterdi. Gelecekteki araştırmalar için çıkarımlar da dahil edildi.

İşlem Analizi ve Çoklu Zeka – Önerilen Bir Tanı ve Müdahale

Copyright 2020 © Regina Berard

https://doi.org/10.29044/v11i2p35

Özet

Müdahale planı geliştirmek için bir transaksiyonel analiz uzmanı tarafından atılan ilk adım ego durumlarını eylem halinde teşhis etmektir. Çoklu Zeka Teorisi, buna danışanın çoktan sahip olduğu yetenek ve yetkinliklerini ve Yetişkin ego durumunun zamanla kirlenip enerji kazanabiliceğini fark etmesini sağlayarak yardmcı olabilir. Bu çalışma, ego durumları, çoklu zeka kavramları arasındaki ilişkileri ve bunun tanı ve klinik müdahaleyi kolaylaştırmaya nasıl yardımcı olabileceğini tartışmaktadır.

Bir Fintech Firmasının Fonksiyonel Analizinde Yelken Başarısı Metaforunu Kullanmak: Bulgaristan’da Bir Organizasyonel Vaka Çalışması

© 2020 Vladislav Yordanov

https://doi.org/10.29044/v11i2p41

Özet

Yazar, transakyionel analiz modeli olan Yelkenli Başarısının (Hay, 2017) Bulgaristan merkezli ama bir çok farklı ülkede lokasyonu olan bir Fintech firmasında işlevsel bir analiz durumu içinde nasıl kullanıldığını anlatıyor.Danışmanlık projesinin oluşturulma şekli, hedefleri ve kullanılan yöntemler hakkında ayrıntılar verilmektedir. Bu anketin tasarımı ve sonuçları da açıklanmış olsa da odak noktası, yöneticilerle yapılan görüşmelerde Yelkenli Başarısının nasıl bir metafor olarak sunulduğudur. Bu da şirketin daha çok barışçıl bir gemi mi yoksa savaşa giden bir gemi mi olduğuna dair önemli ölçüde farklı bakış açılarının belirlenmesine yol açtı. Vurgulanan diğer konular arasında geminin hedeflenen varış yeri hakkında net bir fikrin olmaması, rakipler gibi potansiyel tehditlerin farkında olunmaması ve bir şirket filosunun parçası olma bilincinin olmaması yer alıyordu.

Cilt 11 Sayı 1 2020

Suriye’deki Ergenlerde Yetişkin Ego Durumunun artan seviyelerini geliştirmeyi amaçlayan bir Transaksiyonel Analiz Eğitim Programının Duygusal İstikrar üzerindeki etkisine ilişkin bir Araştırma Çalışması

© 2020 Alaa MHD Taysir Morad

https://doi.org/10.29044/v11i1p4

Özet

Şam’daki bir okulda yürütülen transaksiyonel analiz kavramlarına dayanan bir eğitim programının, 36 ergen öğrencinin (bir kontrol grubunda 36 kişi) Yetişkin ego durumu ve duygusal istikrarı üzerindeki etkisi üzerine bir araştırma çalışması anlatılıyor. Bir Ego-Durum Çarkı, bir Ego Durumu Problem Çözme Ölçeği, bir Ego Durumu Ölçümü, Duygusal Kararlılık Kısa Ölçümü ve Cenevre Duygu Çarkı gibi mevcut ve yeni araçlardan oluşan bir dizi deneysel enstrüman. Sonuçlar, Yetişkin ve Özgür Çocuk ego durumlarında ve duygusal istikrarında farklılıklar ve Anne-Baba ve Uyarlanmış Çocuk ego durumlarında kız ve erkek çocuklar arasında bazı farklılıklar olduğunu gösterdi.

İsviçre’de Bir Vaka Çalışması Uygulaması ile Tükenmişlik için Transaksiyonel Analiz Teşhis Aracının Geliştirilmesi

© 2020 Gianpaolo Benedetti, Enrico Benelli ve Mariavittoria Zanchetta

https://doi.org/10.29044/v11i1p13

Özet

Yazarlar, ICD-11’e tükenmişliğin eklenmesine atıfta bulunarak, literatürü gözden geçiriyor ve sistemik-psikodinamik, bilişsel-davranışsal ve logoterapi perspektifleri ile işlemsel (transaksiyonel) analiz kavramlarının bir kombinasyonu vasıtasıyla, her zirvenin tükenmişlik durumunun bir boyutunu temsil ettiği üç boyutlu bir heptagon oluşturmayı öneriyorlar: bilişsel, davranışsal, motivasyonel, duygusal, somatik, ilişkisel ve varoluşsal. Burada ve şimdi semptomların, “orada ve o zaman” deneyimlerin temsilleri olduğunu belirterek bu unsurların O’Reilly-Knapp ve Erskine (2010) tarafından geliştirilen kurgu sistemi içinde nasıl temsil edilebileceğini gösteriyorlar. Bunu Freudenberger ve North’un (1992) 12 adımlı modeli ile basitleştirilmiş beş aşamalı bir Balayı, Bastırma, İnkar, İnsanlıktan Çıkarma ve Tükenmişlik modeliyle birleştirmeye devam ediyorlar. Bu materyale dayanarak, vekil olarak derecelendirilmiş bir Tükenmişlik Değerlendirme Tablosu (BAC) ve yarı yapılandırılmış bir Tükenmişlik Değerlendirme Görüşmesi (BAI) geliştiriyorlar. Daha sonra, bu materyalin İsviçre’deki 56 yaşındaki bir erkek danışana uygulandığı bir vaka incelemesi dahil ediliyor. Bu tek vakanın sınırlamaları kabul edilirken, yazarlar materyalin tükenmişlikle çalışmak için bir kılavuz geliştirmede kullanılabileceğini ve farklı aşamaların TA uygulamasının çeşitli alanlarına uygulanabileceğini belirtiyorlar.

Yanıltıcı Akıl Sağlığına Sahip Danışanlarda Kullanılmak üzere Acı Çekmeye İlişkin Vekaleten Oluşturulan Sonuç Ölçüsünün Geliştirilmesi ve Örnek Olay İncelemesi Uygulaması

© 2020 Giulia Guglielmetti ve Enrico Benelli

https://doi.org/10.29044/v11i1p32

Özet

Yanıltıcı akıl sağlığı kavramı, acılarının farkında olmayan ve bu nedenle sorunlarını öz bildirim araçlarıyla tanımlayamayan bireylerle çalışmak için bir yaklaşıma ihtiyaç duymanın gerekçesi olarak tanımlanmaktadır. Kendi kendine rapor veya klinisyen tarafından oluşturulan standartlaştırılmış araçlar kullanan nomotetik bir yaklaşımın kullanılması, bu tür kişilerle çalışmak için idiyografik bir yaklaşımla karşılaştırılır. Bir vaka çalışması, klinisyenlerin, gözlemcilerin ve araştırmacıların, bir danışanın temel acılarını ve psikoterapi sürecinde meydana gelen değişiklikleri bireyselleştirilmiş bir şekilde anlamasına olanak tanıyan bir Vekaleten Oluşturulan Sonuç Ölçüsünün (PGOM) geliştirilmesini ve ilk uygulamasını göstermek için kullanılır. Bir nomotetik sonuç ölçüsü ile bir karşılaştırma da sunulmaktadır.

Hissediyorum, öyleyse varım: Duyguların anlamı ve işlevleri üzerine bir çalışma

© 2020 Adriana Montheiro

https://doi.org/10.29044/v11i1p58

Özet

Duygu, sıradan dilde duyuşsal durumlara atıfta bulunsa bile, net olarak tanımlanabilecek bir kavram değildir. Berne tarafından oluşturulan ve takipçileri tarafından geliştirilen transaksiyonel analiz teorisi, duygu kavramıyla aşılanmıştır. Bu sorulara daha fazla ışık tutmak için, bu makale duyguların biyopsikolojisini, amaçlarını, işlevlerini ve sinirbilimin etkisini göz önünde bulundurarak tartışmaktadır. Allen ve Hine gibi, transaksiyonel analizin biyoloji ve akıl perspektifinden teorik bir incelemesini yapan yazarlara da atıfta bulunuyoruz. Reich ve Levine gibi vücut yaklaşımına sahip yazarları, hem komut sisteminin vücuda nasıl yerleştirildiğini anlamaya hem de Yetişkin dekontaminasyon metodolojisi içinde sistematik bir vücut yaklaşımı geliştirme olasılığını göz önünde bulundurmaya yönelik önemli katkılarından dolayı dahil ettik. Yıkıcı duyguların olmadığı sonucuna vardık. Yıkıcı olan, kişinin hislerle ve duygularla başa çıkmayı öğrenme yoludur. Ve duygular üzerinde çalışmak hayat senaryosu üzerinde çalışmaktır.

Eğitimde TA Danışmanlığının Resmi ve Gayri Resmi Kullanımı

© 2020 Piotr Jusik

https://doi.org/10.29044/v11i1p64

Daha önce Jusik, P. (2017) Eğitimde TA Danışmanlığının Resmi ve Gayri Resmi Kullanımı Edukacyjna Analiza Transakcyjna, 6, 67-85 adıyla yayınlanan bu makaleyi yeniden yayınlama izni için önceki yayıncılara teşekkür ederiz. Bu makalenin yapısını ve referansını koruduk.

Özet

Bu makale, rol teorisini uygulamakta ve böylece, öğrenicilerin büyümesini ve gelişimini desteklemek için çalışmalarını kavramsallaştırmanın bir yöntemi olarak işlemsel analizi kullanan eğitimciler ve danışmanlar arasındaki farkları açıklığa kavuşturmaktadır. Eğitmenler, bilgi, beceri ve anlayış edinmekten kaynaklanan büyümenin kolaylaştırıcıları olarak görülürken, danışmanlar, uygulayıcıyla olan ilişkisel deneyimlere dayalı iç gözlemden kaynaklanan büyümeyi vurgular. Dahası, danışmanlık müdahaleleri, sözleşme, roller, sınırlama seviyeleri ve gizlilik açısından önemli farklılıklar gösteren resmi ve gayri resmi çalışmalar olarak farklılaştırılabilir. Resmi ve gayri resmi müdahaleler bağlamında çeşitli işlemsel analiz modelleri tanımlanmıştır. Kavramların bir eğitim ortamında nasıl uygulandığını göstermek için ilgili vaka çalışmaları sunulmuştur. Yazar, işlemsel analiz danışmanlarının sahip oldukları roller konusunda farkındalık yaratmaları gerektiğini ve rol farklılıklarını açıklama becerilerinin müdahalelerini daha sağlam hale getireceğini öne sürüyor.

Temas İletileri, oyunlar ve gruplar halinde öğrenme

© 2020 Piotr Jusik

https://doi.org/10.29044/v11i1p75

Daha önce Jusik, P. (2018) Onaylama, oyunlar ve gruplar halinde öğrenme. Edukacyjna Analiza Transakcyjna, 7, 27-36 adıyla yayınlanan bu makaleyi yeniden yayınlama izni için önceki yayıncılara teşekkür ederiz. Bu makalenin yapısını ve referansını koruduk.

Özet

Öğrencilerin onaylanma açlığı, gruplarda öğrenme çıktılarının ve duygusal okuryazarlığın iyileştirilmesinde önemli bir rol oynar. Öğretmenler ve kolaylaştırıcılar, grup kültürüne dikkat ederek ve modelleme yoluyla etkileşimli bir ortam yaratarak öğrencilerinin tanınma ihtiyacına bilinçli bir şekilde cevap verebilirler. Öğrencilerin onaylanma açlığı karşılanmadığında, psikolojik oyunlara başvururlar. Öğretmenler drama üçgeni ile ilgili seçenekleri vurgulayarak yeterli yanıt verebilirler. Buna ilaveten, TA (transaksiyonel analiz) kavramları bir ilişki bağlamında uygulandığında daha etkilidir çünkü aksi takdirde müdahaleler sonuçsuz, basit ve basmakalıp bir çaba haline gelir. Bazı grup ortamları, bir birey diğer üyeler tarafından toplu olarak kaçınılan bir sorunu temsil ettiğinde, rolde kilitlenme olgusuna yol açar. Bu konuda farkındalık yaratıldığında grup ilerleyebilir. Genel olarak, öğrenciler büyümelerini ve gelişmelerini destekleyen uygun onaylanma  ve izinler aldıklarında başarılı olurlar.

Transaksiyonel Analiz ve Ruhsallık: Hint Felsefesinden İçgörüler

Copyright 2020 © Indranil Mitra

https://doi.org/10.29044/v11i1p80

Özet

Hint felsefi sistemi Vedanta’da, bileşik insan, bir iç çekirdeği çevreleyen beş eşmerkezli kılıf – Pancha Kosha (Beş Kılıf) benzetmesiyle tanımlanır. Bu model, Yetişkin Ego Durumunun işleyişine ışık tuttuğu ve aynı zamanda bir otonomi elde etme süreci önerdiği ölçüde İşlemsel Analiz disiplini için çıkarımlara sahiptir. TA ile ilgili diğer Vedanta kavramları tartışılarak detaylandırılmakta ve bunları Klasik TA modeline dahil eden bir Vedantik Ego Durumları Modeli sunulmaktadır. Yakınlığa duyulan doğal özlem ve fiziksel bedenin büyüme gücü Vedanta’dan gelen içgörülerle temsil edilmiştir. Modelin pratik uygulamaları ve ayrıca kişisel gelişim ve nihayetinde ruhsal ilerlemeye nasıl yardımcı olabileceği de tartışılmaktadır.

Cilt 10 Sayı 2 2019

Depresyonda TA Tedavisi. Basitleştirilmiş Bir Yorumlayıcı Tek Durumlu Etkinlik Tasarımı Çalışması-Giovanni

© 2019 MariavittoriaZanchetta, LauraFarina, StefanoMorena ve EnricoBenelli

https://doi.org/10.29044/v10i2p4

Özet

Bu çalışma, depresif bozukluklar ve depresif kişilik için manuelleştirilmiş işlemsel analiz tedavisinin etkinliğini değerlendirmeyi amaçlayan Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımının önceki vaka serisi tekrarlarından esinlenmiştir. Önceki vaka serilerinde ortaya çıkan sorunları ve zorlukları ele alıyoruz, örneğin: yorumlama analizi yapmak adına bir grup insanı eğitmek için zaman harcamak, nihai kararı vermek için harici yargıçların katılımını organize etmek, nicel ve nitel veriler arasındaki tutarsızlıkları ele almak. Bu çalışma, yalnızca bir kişi gerektiren hermenötik analizi yürütmek için basitleştirilmiş, geçerliliğini koruyan bir yöntem önermektedir. Nitel materyalin analizinde önceden tanımlanmış kriterleri takip etmek için hermenötik tasarımı pragmatik vaka değerlendirme metodolojisi ile entegre ettik. Ayrıca, Depresif semptomatoloji ve depresif kişilikteki değişiklikleri saptamak için Script Sistemini kullanmanın bir yolunu sunuyoruz. Bu yaklaşımı, 2 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadın ile işlemsel analiz psikoterapisinin 16 seansına katılan 17 yaşındaki beyaz İtalyan bir erkek olan Giovanni vakasında test ettik. Hasta, orta derecede majör depresif bozukluk ve yaygın anksiyete bozukluğu için DSM-5 kriterlerini karşıladı. Bu, depresif ergenler için işlemsel analiz psikoterapisinin etkinliğini değerlendiren ikinci araştırmadır.

Depresyonda TA Tedavisi. Diğer Yorumlayıcı Tek Durumlu Etkinlik Tasarımı Çalışması – Margherita

© 2019 Mariavittoria Zanchetta, Alessia Picco, Barbara Revello, Cristina Piccirillo ve Enrico Benelli

https://doi.org/10.29044/v10i2p32

Özet

Bu çalışma, yedili bir serinin yedincisidir ve Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımı yoluyla depresyon için manuelleştirilmiş işlemsel analizinin etkinliğini araştıran önceki serilerden bulguların ikinci İtalyan sistematik kopyasına aittir. Önceki vaka serilerinde ana konuları ve zorlukları ele alıyoruz, örneğin: yorumlama analizi yapmak için bir grup insanı eğitmek için zaman harcamak, nihai karar vermek için harici yargıçların katılımını organize etmek ve nicel ve nitel verilerindeki tutarsızlıkları ele almak. Bu çalışma, geçerliliğini koruyarak yalnızca bir kişi yorumlama analizi yürütmek için basitleştirilmiş bir yöntem öneriyor. Nitel materyalin analizinde, önceden tanımlanmış kriterleri takip etmek için hermenötik tasarımı pragmatik vaka değerlendirme metodolojisi ile entegre ettik. Ayrıca, Depresif semptomatoloji ve depresif kişilikteki sınav için Script Sistemini kullanmanın bir yolunu sunuyoruz. Bu yaklaşımı, 5 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadın terapistle 16 seanslık işlemsel analiz psikoterapisine katılan 56 yaşında beyaz İtalyan bir kadın arasında gerçekleşen “Margherita” vakasında HSCED’e yönelik bu yaklaşımı test ettik. Kaygılı sıkıntı ile hasta orta derecede şiddetli majör depresif bozukluk için DSM-5 kriterlerini ve yüksek fonskiyonelliğe sahip depresif, bağımlı, kaçınma ve düşmanca kişilik tiplerinin özellikleri için SWAP 200 kriterlerini karşıladı.

Hintli Erkek ve Kadınlarda Ego Durumları ve Nevrotiklik Arasındaki İlişki Üzerine Araştırma

© 2019 Vijay Gopal Sreenivasan & C.Suriyaprakash

https://doi.org/10.29044/v10i2p66

Özet

Beş Büyük Faktör kişilik modelinde ego durumlarının işlemsel analiz kavramları ile Nevrotiklik arasındaki ilişkiyi araştıran bir araştırma projesinin sonuçları gösterilmektedir.192 Hintli yetişkin (% 37 erkek,% 63 kadın) üzerinde Ego Durum Sorgusu-Revize (ESQ-R) ve Beş Büyük Envanter (BFI) uygulandı. Pearson Product-Moment Korelasyonu, Nevrotiklik ile Eleştirel Ebeveyn ve Uyarlanmış Çocuğun ego durumları arasında küçük ama pozitif bir korelasyon ve Nevrotiklik ile Besleyici Ebeveyn, Yetişkin ve Özgür Çocuk arasında küçük bir negatif korelasyon olduğunu gösterdi. (Tüm korelasyonlar iki kuyruklu test kullanılarak 0.05 düzeyinde anlamlıdır.) Erkekler ve kadınlar arasında ve farklı yaş grupları arasında farklılıklar vardı. Bu araştırmanın sınırlamaları olmasına rağmen, bulgular TA teorisi ile uyumludur ve TA tedavisinin nasıl uygulandığına dair bulguları olabilir.

Küçük Profesör: Çocuktaki Yetişkinin Yapısı, Gelişimi ve Evrimi Üzerine Düşünceler

© 2019 Tânia Elizabeth Caetano Alves

https://doi.org/10.29044/v10i2p79

Özet

Eric Berne tarafından geliştirilen Yaşam Kurgusu kavramına göre, her bireyin kaderi hayatın ilk yıllarında çizilir. Çocuk Ego Durumunun, Çocuk İçinde Yetişkin veya Küçük Profesör olarak bilinen alt bölümü, dünyayı sezgi ve analojik düşünce yoluyla deşifre etmekten ve böylece bir şekilde fiziksel ve duygusal hayatta kalmayı garanti altına almaktan sorumludur. Bu makalenin amacı, Çocuk İçindeki Yetişkin’in kendini geliştirdiği anatomik, fizyolojik ve duygusal senaryoyu inceleyerek, Çocuk İçindeki Yetişkin’i ve onun kişilik özelliğinin inşasındaki ilişkisini nitelemek ve tanımaktır. Yazar, Çocuk İçindeki Yetişkin’in kendine özgü dayanıklılık ve bilgeliğinin, onu yapılandıran olaylar dramatik olsa bile yetişkin yaşamında olumlu bir şekilde mevcut olabileceğini öne sürüyor.

Hindistan’dan TA Katkıları

© 2019 Julie Hay

https://doi.org/10.29044/v10i2p101

Özet

Başlangıçta bir açılış konuşmasının içeriği ve Ağustos 2018’de Hindistan’ın Kochi kentinde düzenlenen ITAA / SAATA Konferansı’nda ilgili çalıştayın içeriği olarak üretilen, 1993 ve 2018 yılları arasında Hindistan’da bulunan yazarların teorik katkılarının bir incelemesi yer almaktadır. Os Summerton ve Pearl Drego’nun çeşitli katkıları ayrıca Peder George Kandathil ve diğerlerinin guru, etik, evrensel bilinç ve çatışma stratejileri konularındaki faaliyetlerinin gözden geçirilmesiyle birlikte anlatılıyor. İki tema çıkarıldı: pratik fikirler ve modeller ile Bern’in özerklik kavramının Hint felsefesiyle bağlantılı beş bileşene genişlemesiyle Hint toplumunun kültürel ve manevi doğası.

Cilt 10 Sayı 1 2019

“Çizemeyeceğiniz Bir Şey Söylemeyin.” Eric Berne’in Yaratıcı Beyin Fırtınası Sistemi

© 2019 Stephen B Karpman, MD

https://doi.org/10.29044/v10i1p4

Özet

Bu makale fikirlerin oluşturulması ve onların korunması, aynı zamanda Berne’nin orjinal 5 icat kuralı ve bu kuralların Berne’nin takipçileri tarafından nasıl başarıyla kullanıldığını ve Berne’nin bunları korumak için kurduğu uluslararası organizasyonu hakkındadır.

Senaryo Drama Analizi II

© 2019 Stephen B Karpman, MD

https://doi.org/10.29044/v10i1p21

Özet

Bu makale, Drama Üçgeni, Rol Şeması ve Konum Diyagramını TA senaryo literatürüne ilk tanıtan, orijinal Senaryo Drama Analizi makalesini (Karpman, 1968) tamamlar. Önceki makalede olduğu gibi, bu senaryo teorisi makalesi de Bern’in miras bıraktığı, beyin fırtınası yaparak icat etmeyi sürdürmek için ‘mümkün olduğunca çok yeni fikir’ yaratıyor, tıpkı takipçilerine 1960’larda San Francisco’da Salı geceleri düzenlenen ‘Think Tank’ seminerlerinde öğrettiği gibi (Karpman, 2014). Yeni oyun ve senaryo teorisi, kapılar açmak ve yeni senaryo teorisine ilham vermek için yeni kombinasyonlara dokunuyor. Kapsananlar: a) 15 yeni senaryo drama üçgeni ki, Palimpsest, Yenidenkarar, Transferans, Freudiyen, Varoluşçu, Minisenaryo, Biyodinamik ve Darwinci Drama Üçgenleri dahil olmak üzere    b) Çocuğun yeniden karar alma üçgeni, senaryo oyunu, senaryo sahnesi, senaryo sahnesi imago ve işlevsiz aile analizi içeren aile oyunu analizi; c) Senaryo Oyununu kapatmak için iki yeni senaryo formülü; d) Üç yeni içsel ve dışsal Senaryo Enerji Sürücü Sistemi; e) Üç yeni senaryo güçlendirme sistemi: Senaryo Formul G, Senaryo Formül P3. ve bir Minisenaryo Drama Üçgeni; f) Yeni bir üç köşeli Darwinci içgüdü; g) Altı yeni Varoluşsal Sürekliliği; ve h) Dört kombinasyonlu üç seviyeli senaryo öğretimi diyagramları.

Kişi, Anlam ve Güdü İndirimi

© 2019 Stephen B Karpman, MD

https://doi.org/10.29044/v10i1p40

Özet

İlişki kurma sırasında bağ kurma ve samimiyeti engelleyebilecek üç tür Sosyal Düzey indirimi vardır – Kişi İndirimi, Anlam İndirimi ve Güdü İndirimi. Bunlar herhangi bir arkadaşlık, aile, romantik ilişkide veya iş ortaklığında bir engel olabilir. Başkalarının kim olduklarına, ne söylediklerine ve neden söylediklerine ve ne olabileceklerine dair OK (?) potansiyelini göz ardı eder. Kişisel değer, potansiyel ve umuta dair aynı indirimler, psikolojik düzeyde kişinin kendisiyle olan işlemsel ilişkisinde de geçerli olacaktır.

Cilt 9 Sayı 2 2018

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durumlu Etkinlik Tasarım Çalışması – Giorgio

© 2018 Enrico Benelli, Mario Augusto Procacci, Antonella Fornaro, Vincenzo Calvo, Stefania Mannarini, Arianna Palmieri ve Mariavittoria Zanchetta

https://doi.org/10.29044/v9i2p3

Özet

Bu çalışma, yedi çalışmalık bir serinin dördüncüsüdür ve Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımı yoluyla depresyon için manuelleştirilmiş transaksiyonel analiz tedavisinin etkinliğini araştıran önceki serilerin bulgularının ikinci İtalyan sistematik kopyasına aittir. Terapist, 17 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan’dı ve müşteri Giorgio, on altı seanslık bir transaksiyonel analiz psikoterapisine katılan 23 yaşında beyaz bir İtalyan’dı. Giorgio, Major Depresif Bozukluk, Kalıcı Depresif Bozukluk, Panik Bozukluk, Agorafobi ve Bağımlı Kişilik Bozukluğu için DSM-5 kriterlerini karşıladı. Tedavi, bağımlı kişiliğin özündeki hem semptomların hafifletilmesine hem de çatışmalara odaklandı. Yargıçlar, davayı, tedavinin sonucunu ve depresif semptomların hafiflemesini artıran temel kişilik çatışmaları üzerindeki çalışmanın aracılık ettiği iyi bir sonuç olarak değerlendirdi. Bu vaka çalışması, depresyon için klasik tedavinin kişilik özelliklerinin veya bozukluklarının temelinde yatan çatışmalar dikkate alınarak geliştirilebileceğini göstermektedir.

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarım Çalışması – Sergio

© 2018 Enrico Benelli, Giulia Gentilesca, Désirée Boschetti, Cristina Piccirillo, Vincenzo Calvo, Stefania Mannarini, Arianna Palmieri ve Mariavittoria Zanchetta

https://doi.org/10.29044/v9i2p23

Özet

Bu çalışma, yedi çalışmalık bir serinin beşincisidir ve Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımı yoluyla depresyon için manuelleştirilmiş bir işlemsel analiz tedavisinin etkinliğini araştıran önceki serilerden elde edilen bulguların ikinci İtalyan sistematik kopyasına aittir. Terapist, 5 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadındı ve müşterisi Sergio, on altı seanslık transaksiyonel analiz psikoterapisine katılan 39 yaşında beyaz bir İtalyan erkekti. Sergio, melankolik özelliklerle Kalıcı Depresif Bozukluk (Distimi) için DSM5 kriterlerini, Obsesif Kişilik özellikleriyle Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) kriterlerini karşıladı. Tedavi, keyif alma iznine ve kendini koruma odaklıydı. Hem depresif semptomlara hem de obsesif özelliklere odaklanmak, terapinin sonunda distimisinde bir gerileme sağladı. Yargıçlar davayı iyi bir sonuç olarak değerlendirdiler: depresif ve endişeli semptomatoloji tedavi süresince klinik ve güvenilir bir şekilde iyileşti ve bu gelişmeler takiplerde de sürdürüldü. Ayrıca, müşteri tedavi sonrası görüşmesinde önemli bir değişiklik bildirdi ve bu değişiklikler doğrudan terapiye atfedildi.

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durumlu Etkinlik Tasarımı Çalışması – Beatrice

© 2018 Enrico Benelli, Francesca Vulpiani, Giorgio Cristiano Cavallero, Vincenzo Calvo, Stefania Mannarini, Arianna Palmieri ve Mariavittoria Zanchetta

https://doi.org/10.29044/v9i2p42

Özet

Bu çalışma, yedi kişilik bir serinin altıncısıdır ve Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımı yoluyla depresyon için manuelleştirilmiş işlemsel analiz tedavisinin etkinliğini araştıran önceki serilerden elde edilen bulguların ikinci İtalyan sistematik kopyasına aittir. Terapist, 10 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadındı ve müşteri Beatrice, on altı seanslık işlemsel analiz psikoterapisine katılan 45 yaşında beyaz bir İtalyan kadındı. Beatrice, Bağımlı ve Histrionik Kişilik Özellikleri ile Majör Depresif Bozukluk, Endişeli Sıkıntı için DSM 5 kriterini karşıladı. Yargıçlar vakayı iyi bir sonuç olarak değerlendirdi: depresif ve endişeli semptomatoloji, tedavi süresince klinik ve güvenilir bir şekilde iyileşti ve bu gelişmeler takip aralıkları boyunca sürdürüldü. Ayrıca, müşteri tedavi sonrası görüşmesinde önemli bir değişiklik bildirdi ve bu değişiklikler doğrudan terapiyle ilişkilendirildi.

Özerklik veya Bağımlılık: Psikotik Olmayan Terapist-Danışan İlişkisinde Terapötik Simbiyozla Çalışma

© 2018 Şenel

https://doi.org/10.29044/v9i2p64

Özet

Simbiyoz, Schiff ve diğerleri tarafından şizofreni gibi ağır psikozlu danışanlarla yaptığı çalışmada geliştirilen bir kavramdır. Bu makale ile niyetimiz, konsültasyon pratiği içinde psikotik olmayan danışanlarımıza uygulanabilirliği hakkında bir fikir sunmaktır. Gelişim teorisini, transaksiyonel analizin teorik çerçevesi ile yazarlar tarafından gözden geçirerek, insanoğlunun anlayıştan diğerine kadar her gelişim döneminde, birincil simbiyoz içinde çözülmemesi yoluyla neler olabileceğinin olanaklarını oluşturmaya çalışıyoruz. yetişkin aşaması. Bu birincil ortak yaşamda, çözülmediğinde, yazının kurulması ve yaşamdaki çeşitli bağımlılık ilişkilerinin matrisi geliştirilecektir. Bunun terapist-danışan ilişkisinde terapötik simbiyoz yoluyla çözümlenmesi, Bern’in farkındalık, kendiliğindenlik ve yakınlık bileşenleri ile özerkliğine ulaşmasına yol açar.

Ölüm ve Yas Süreci: İşlemsel Analiz Katkıları

© 2018 Maria Clara Ramos Grochot

https://doi.org/10.29044/v9i2p72

Özet

Kayıp, ölüm ve yas, insanları hayatlarının çeşitli noktalarında ilgilendiren durumlardır. Bu makalenin amacı, Kübler-Ross’un beş aşamasının tanımını Schiff’in indirim seviyeleriyle ilişkilendirerek, ölüm veya kayıpla ilgili deneyimle belirlenen psişik tepkiye ilişkin bir yaklaşım sunmak, yas tutma sürecini analiz etmektir. Kayıp ve ölümün insanların hayatında meydana geldiğini ve genellikle büyük bir stres faktörü olduğunu göz önünde bulundurarak, yas tutanların yas sürecini detaylandırmak için geçtikleri aşamaları açıklıyoruz. Keder sürecini azaltmaya yönelik müdahaleler yoluyla çalışmanın ve bunları bu dönemde yaşanan aşamalarla ilişkilendirmenin terapötik süreçteki sorunların üstesinden gelmede yararlı olduğu sonucuna vardık.

Transaksiyonel Analiz Perspektifinden Psikoterapide Süpervizyon

© 2018 Maria Regina Ferreira Da Silva

https://doi.org/10.29044/v9i2p81

Özet

Bu makale, psikolojideki pedagojik uygulamadan farklı olan klinik psikolojideki denetimi ele almaktadır. Amaç, transaksiyonal analiz metodolojisinde süpervizyon, süpervizörün rolü ve psikoterapistlerin eğitimi konusundaki yansımayı süpervizyon perspektifinden genişletmektir. Gözetim, stajyerin becerilerini nitelemesi, eksik olanları geliştirmesi ve mesleki başarıya ulaşma potansiyelini genişletmesi gereken bir mesleki gelişim süreciyle ilgilidir, çünkü psikoterapötik bilginin inşası teorik içerikle sınırlı değildir ve eğitim pratik becerilerini de içermelidir. profesyonel duruş ve etik.

Özerkliğin Destekleyicileri Olarak Ritüeller

© 2018 Joana Henneman

https://doi.org/10.29044/v9i2p87

Özet

Transaksiyonel analizi geliştiren psikiyatrist Eric Berne için Ritüel, ilişkilerde daha az tanınma sağlayan bir zaman yapılandırması biçimidir. Bu makale, ritüelleşmenin gelenek ve toplumsal gelenekler tarafından programlanan kalıplara boyun eğme olarak değil, özerkliğin gelişimini teşvik eden bir ortam sağlayan bir eylem olarak anlaşılabileceği anlayışını getirerek kavramı yeniden anlamlandırmayı amaçlamaktadır. Yazarların van Gennep, Terrin, Bell, Zoja, Tambiah ve Turner dahil antropoloji, psikoloji ve sosyoloji alanlarındaki yansımaları, ritüellerin incelenmesini sembolizm ve anlamlarla dolu pratikler olarak göstermek ve açıklamak için kullanılır. Eliade ve Bateson aracılığıyla kutsal ve kutsama kavramları ele alınır. Özerklik, farkındalık, samimiyet ve kendiliğindenlik kapasitesini ifade eden Bern’in algıladığı olarak adlandırılır.

Cilt 9 Sayı 1 2018

Kendini Öldürmenin Temsilcileri Olarak Benlik Durumu: Rusya’da Egogram Temelli Bir İntihar Notu Analizi Çalışması

© 2018 Dmitri I. Shustov, Olga D. Tuchina, Tatiana V. Agibalova, Nadezhda L. Zuykova

https://doi.org/10.29044/v9i1p5

Özet

Makale, 2000 ve 2017 yıllarında Rusya’nın Ryazan kentinde 26 kişilik bir örneklemde (36 intihar notu) üç uzman (MD, PhD, TA sertifikalı) tarafından üstlenilen egogram temelli intihar notu analizinin bulgularını sunmaktadır. Çalışmanın sonuçları, intihar öncesi içsel aktivitenin oldukça çeşitli ve gelişmekte olduğunu ve intiharı ölümcül şekilde tamamlayanlar ile intihar girişiminden sağ kalanlar arasında farklılık gösterebileceğini göstermektedir. Ölümcül intiharlar, yüksek Yetişkin ve Uyarlanmış Çocuk seviyeleri ile karakterize edilirken, ölümcül olmayan intihar girişimleri, Uyarlanmış Çocuk ve negatif Kontrol Eden Ebeveyn seviyelerinde belirgin bir artış gösterdi. Yazarlar, intihar girişiminde ciddi ölümcül niyete sahip insanların orta seviye Uyarlanmış Çocuk (acı çeken) kişiliği sürdürebilieceklerini söyledi. İntihar girişiminde, yüksek düzeyde negatif Kontrolcü Ebeveynin ilgili diğerlerini hedef alması intiharın tamamlanması için gerekli enerjiyi yayabilir. İntihar girişimi egoları, ölümcül olmayan intihar girişimlerinin manipülatif doğasını gösterirken, tamamlanmış intiharlar bunu göstermedi. Ölümcül olmayan intihar girişimlerinin ve sarhoş tamamlanmış intiharların egogramları, benzer ego durumu düzeylerine sahipti; bu, alkolün koruyucu Ebeveyn alt yapılarının aktivitesine müdahale etmesini ve kişinin iç benliğini veya ilgisini hedef alan negatif Kontrol Eden Ebeveynin güçlendirmesini rolünü kişiye ve diğerlerine yansıtıyor olabilir.

Birleşik Krallık’ta İş Yerinde Zorbalığa Maruz Kaldığını Rapor Eden Dört Bireyin Deneyimlerinin Yorumlayıcı Fenomenolojik Analizi

© 2018 Mary O’Neill ve Denise Borland

https://doi.org/10.29044/v9i1p23

Özet

Zorbalığın modern işyerinde yaygın olan toksik bir dinamik olduğunu öne süren yazarlar, konuyla ilgili genel, araştırma ve transaksiyonel analiz literatürünü gözden geçiriyor ve birey üzerindeki olumsuz etkileşim hakkında çok az belgelenmiş olduğu sonucuna varıyorlar. Kendini tanımlayan ve aynı zamanda Negatif Eylemler Anketinin (NAQ-R) bir şirketleri içerisinde yönetici tarafından zorbalığa maruz kaldığı değiştirilmiş bir versiyonu kullanılarak operasyonel olarak tanımlanan dört kişinin deneyimlerinin Yorumlayıcı Fenomenolojik Analizi (IPA) davranışlarını açıklamaya devam ederler. Zorbalık deneyimleriyle ilgili genel bir anket de kullanıldı ve ardından görüşmeler yapıldı. Transkriptler incelendi ve üç tema ve yedi alt tema belirlendi. Bulgular, katılımcıların öfke ve değersizlik duyguları yaşadıklarını, ancak bu duyguların, katılımcıların dili ve anlatı tarzlarının da gösterdiği gibi, susturulduğunu ve azaldığını gösteriyordu. Bu, deneyimlerini ve sağlıkları üzerindeki sonuçta ortaya çıkan etkiyi azaltmaları olarak yorumlanıyor. Katılımcıların, yöneticilerini eleştirel ve suçlayıcı olarak algıladıkları ve iddia edilen sınır ihlalleri nedeniyle onlara güvenlerini yitirdikleri görüldü. Katılımcıların, katılımcıyı desteklemezlerse şirketi de olumsuz algıladıkları görüldü; bu olumsuz davranışların bir onayı olarak kabul edildi. Ortaya çıkan temalar, indirim, yaşam pozisyonları, psikolojik oyunlar, sürücüler, mini yazı ve senaryo dahil olmak üzere çeşitli teknik yardım konseptleri kullanılarak analiz edildi.

Duygular, Duygular ve Duygular Hakkında: İşlemsel Analizin Teorik Temeline Bir Katkı

© 2018 Jane Maria Pancinha Costa

https://doi.org/10.29044/v9i1p43

Özet

Bu makale Eric Berne, Antonio Damasio ve Humbetro Maturana arasınaki bir diyalog yoluyla transaksiyonal analizde yeni düşünme ve duygu ve hislerle ilgili bilginin genişlemesini sağlamayı amaçlıyor. Berne transaksiyonal analizin kılavuz çerçevesini ve ego durumlarının temelini açıklıyor. Damasio duygu, his ve ruh hali arasındaki ayrımı ve beynin çalışma yöntemlerini anlatıyor. Maturana sevgi başta olmak üzere duyguların önemini ve insanın evrimindeki etkisini anlatıyor. Bu diyalog transaksiyonel analizde adı geçen beş duyguyu görebiliyoruz; öfke, korku, üzüntü, neşe ve sevgi. Son olarak, ego durumları kavramını bu diyalog doğrultusunda güncellemek için bir öneri var.

Psikolojik Sınırlar ve Psikolojik Köprüler: İşlemsel Analiz Kavramlarının Sınıflandırılması ve Uygulanması

© 2018 Merve

https://doi.org/10.29044/v9i1p52

Özet

TA öğrenme etkinliğinde sunum hazırlanmasıyla yönlendirilien 1. Bölüm, psikolojik sınırlara yapılan atıflara büyük ölçüde TA temelli bir literatür taraması sunar; bu tarama insanın seviyelerini (içsel, kişisel) belirleyen sınırları kategorize etmek için sunulan yeni bir çerçeveye bağlıdır; kişi (kişilere bağlılık, aile, komşuluk), yer (bölge, ülke, alan, kıta) ve gezegen (çevre, Dünya, Evren). Her sınırla ilgili olarak görülen TA kavramı açıklanmıştır. Uygulayıcı sınırlar ile ilgili yorumlar bizi 2. Bölüme götürür. 2. Bölüm bilinçsiz süreçler konusunda farkındalığı artırmak için denetim ve çerçeveler aracılığıyla oluşturulanlar gibi sınırlar arasındaki psikolojik köprüleri ele alır. Mevcut TA uygulama sınırlarının bir eleştirisi dahil edilmiştir ve Bölüm 2, temas için genel bir köprüyü temsil eden bir modelle sona ermektedir.

Cilt 8 Sayı 2 2017

İşlemsel Analiz eğitiminin bilimsel temelli bir değerlendirme sisteminin Alman İşlemsel Analiz Derneği tarafından geliştirilmesi

© 2017 Norbert Nagel, Joachim König, Sebastian Ottmann ve Annika Hahnle

https://doi.org/10.29044/V8I2P3

Özet

Yazarlar, Alman İşlemsel Analiz Derneği (DGTA) himayesinde gerçekleştirilen, transaksiyonel analiz eğitiminin çevrimiçi bir değerlendirme sisteminin gelişimini ve istatistiksel analizini sunuyor. Değerlendirme araştırmasının anlaşılması netleştirilir ve veri giriş formu ve bunun transaksiyonel analiz teorisindeki temeli sunulur. Vurgu, yeterlilik kavramının geliştirilmesine, yeterlilik kategorilerinin tanımına ve işlemsel-analitik bir eğitim teorisinin temellerinin temsiline yerleştirilir. Ölçeklerin geçerlilik ve güvenilirliğinin bilimsel incelemesi, ön test ve tekrar test ile araştırma süreci ve çevrimiçi değerlendirme, sistemindeki verilerin değerlendirilmesi kapsamlı bir şekilde belgelenir. Sonuç olarak, bu çevrimiçi tabanlı DGTA değerlendirmesinin, Almanca konuşulan ülkelerde bilimsel kontrol kriterlerini karşılayan ve yayımlanan sonuç odaklı birkaç öğretim değerlendirme aracından biri olduğu iddia edilmektedir.

Bir terapistin süreci gözden geçirmesi: Kayıtsız bağlanma stiline sahip bir danışan için ilişkisel İşlemsel Analiz psikoterapisinde Kopma ve Onarım döngüleri: “Martha”

© 2017 Silvia Baba Neal

https://doi.org/10.29044/V8I2P24

Özet

Bu makale, depresyon, anksiyete, aleksitimi ve kayıtsız / kaçınan bağlanma tarzıyla başvuran bir kadın danışan olan ‘Martha’ ile sistematik bir psikoterapi vaka çalışması sırasında meydana gelen sürecin terapist incelemesidir. Değerlendirmede, danışanın teşhisi ve tedavi yönü açıklanır, ardından 12 seans ve 2 terapi sonrası görüşme yoluyla terapötik sürecin ayrıntılı bir açıklaması yapılır. Analiz ekibi sonuçları özetlenir ve terapistin terapi sürecinde sorunları tanımlamasına destek olduğunu gösterir. Analiz ekibi, terapist ve danışan arasındaki ilişkisel mücadelelerin pozitif değişim yaratmada çok önemli göründüğünü doğrulayan pragmatik değerlendirmeyle birlikte, analiz ekibi tarafından iki nokta kopma ve onarıma özel dikkat gösterildi.

Julie’nin ‘evcilleştirilmesi’ ve onun kaçınmacı bağlanma tarzı

© 2017 Valérie Perret

https://doi.org/10.29044/V8I2P35

Özet

Bu vaka çalışmasında, Richard Erskine tarafından geliştirilen ‘Self in Relationship’ modelinin uygulamasını Julie olarak adlandıracağım bir danışana sunuyorum. İşin başında gözlemlediğim açık ve kapalı temas alanlarını tarif ediyorum. Daha sonra, bu hastayı, kaçınan bağlanma tarzına saygı gösterirken, zımni bir eşlik ve tam temas yoluyla anestezi altındaki alanların uyanış durumuna nasıl getirdiğimi açıklarım.

Utanç, gözetim belası

© 2017 Valérie Perret

https://doi.org/10.29044/V8I2P41

– Utancı nasıl inşa ederiz?

– Süpervizyonu nasıl etkiler?

– Süpervizör bununla nasıl başa çıkabilir?

Bu makaleyi yazarken motivasyonum, kişisel utanç deneyimimden kaynaklanıyor. Düşünmemi, kendiliğindenliğimi, yaratıcılığımı engelledi ve bu nedenle kişisel ve mesleki gelişimimi sınırladı. Kendimi kurtarmak, özgürlüğü, enerjiyi ve meşruiyeti yeniden kazanmama izin verdi. Süpervizör olarak uygulamamda mesleki yeterlilik ve iddialılık kazandım.

Bu makaleyi yazarken amacım, süpervizör olarak bizler süpervizyon oturumlarımızda utanç sürecine nasıl baktığımızı birlikte düşünmemizdir.

Cilt 8 Sayı 1 2017

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durumlu Etkinlik Tasarım Çalışması – “Anna”

© 2018 Enrico Benelli, Emanuela Moretti, Giorgio Cristiano Cavallero, Giovanni Greco, Vincenzo Calvo, Stefania Mannarini, Arianna Palmieri ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V8I1P3

Özet

Bu çalışma, yedi çalışmalık bir serinin ilkidir ve el kitabının etkililiğini araştıran önceki iki seriden (Widdowson 2012a, 2012b, 2012c, 2013; Benelli, 2016a, 2016b, 2016c) elde edilen bulguların ikinci İtalyan sistematik kopyasına aittir. Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımı (HSCED) aracılığıyla depresyon için transaksiyonel analiz tedavisi örneğidir. Terapist, 8 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadındı ve danışan Anna, 16 seanslık transaksiyonel analiz psikoterapisine katılan 33 yaşında beyaz bir İtalyan kadındı. Anna, kaygılı sıkıntı ile birlikte hafif kalıcı depresif bozukluk (distimi) için DSM-5 kriterlerini karşıladı. Jürilerin vardığı sonuç, bunun iyi sonuçlu bir vaka olduğu yönündeydi: distimik semptomlar terapi süresince iyileşti ve 6 aylık takipte ‘sağlıklı’ aralıkta korundu, danışan olumlu bir deneyim bildirdi. Terapi ve intrapsişik ve kişilerarası kalıplardaki önemli değişiklikleri tanımladı. Bu vaka çalışmasında, depresyon için transaksiyonel analiz tedavisi, kalıcı depresif bozukluğun tedavisinde etkinliğini kanıtlamıştır.

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durumlu Etkinlik Tasarım Çalışması – “Caterina”

© 2017 Enrico Benelli, Sara Filanti, Roberta Musso, Vincenzo Calvo, Stefania Mannarini, Arianna Palmieri ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V8I1P21

Özet

Bu çalışma, yedi çalışmalık bir serinin ikincisidir ve kılavuzlu bir çalışmanın etkinliğini araştıran önceki iki seriden (Widdowson 2012a, 2012b, 2012c, 2013; Benelli, 2016a, 2016b, 2016c) bulguların ikinci İtalyan sistematik kopyasına aittir. Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımı aracılığıyla depresyon için transaksiyonel analiz tedavisi örneğidir. Terapist, 10 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadındı ve danışan Caterina, 16 seanslık transaksiyonel analiz psikoterapisine katılan 28 yaşında beyaz bir İtalyan kadındı. Caterina, yaygın anksiyete bozukluğu olan majör depresif bozukluk için DSM-5 kriterlerini karşıladı. Jürilerin vardığı sonuç, bunun olağanüstü iyi sonuçlanan bir vaka olduğuydu: Depresif semptomlar, anksiyete semptomlarında azalma, küresel sıkıntı ve kişisel problemlerin ciddiyetinin eşlik ettiği, 6 aylık takibe kadar sürdürülen erken klinik ve güvenilir bir iyileşme gösterdi. . Depresyon için manuel tedaviye bağlılık iyi ila mükemmel görünmektedir. Bu vaka çalışmasında, depresyon için transaksiyonel analiz tedavisi, anksiyete bozukluğu ile birlikte görülen majör depresif bozukluğun tedavisinde etkinliğini kanıtlamıştır.

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durumda Etkililik Tasarım Çalışması – “Deborah”

© 2017 Enrico Benelli, Maddalena Bergamaschi, Cristina Capoferri, Stefano Morena, Vincenzo Calvo, Stefania Mannarini, Arianna Palmieri, Mariavittoria Zanchetta ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V8I1P39

Özet

Bu çalışma, yedi çalışmalık bir serinin üçüncüsüdür ve el kitabının etkililiğini araştıran önceki iki seriden (Widdowson 2012a, 2012b, 2012c, 2013; Benelli, 2016a, 2016b, 2016c) elde edilen bulguların ikinci İtalyan sistematik kopyasına aittir. Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarımı (HSCED) aracılığıyla depresyon için transaksiyonel analiz tedavisi örneğidir. Majör Depresyon ve Eşik Altı Depresyon, genellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki Anksiyete bozuklukları ile birlikte görülür ve yetişkinlikte devam eden ruh sağlığı sorunları için bir risk faktörüdür. Terapist, 15 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadındı ve danışan Deborah, on altı transaksiyonel analiz psikoterapisi seansına katılan 15 yaşında beyaz bir İtalyan ergen kadın idi. Jürilerin vardığı sonuç, bunun iyi sonuçlu bir vaka olduğu yönündeydi: depresif ve endişeli semptomatoloji, tedavi süresince klinik ve güvenilir bir şekilde iyileşti ve bu iyileşmeler, takip aralıkları boyunca sürdürüldü. Ayrıca, danışan tedavi sonrası görüşmesinde önemli bir değişiklik bildirdi ve bu değişiklikler doğrudan terapiye atfedildi. Bu vaka çalışmasında, yetişkinlikte depresyon tedavisi için manuelleştirilmiş transaksiyonel analizi, ergenlik döneminde depresif ve anksiyete semptomlarının tedavisinde de etkililiğini göstermiştir.

Cilt 7 Sayı 2 2016

Yönetici Koçluğu Çalıştaylarında Yeniden Karar Yöntemlerinin Uygulanmasının Psikolojik İyilik Üzerine Etkisi: Etkililiğin Nicel Bir Değerlendirmesi.

© 2016 Mark Widdowson, Peter Theuns, Mil Rosseau ve Rik Rosseau

https://doi.org/10.29044/V7I2P3

Özet

Önceki araştırmalar, yeniden karar verme maratonlarına katılanların artan kişisel gelişim ve psikolojik hallerinde iyileşmeler yaşadıklarını raporlamıştır (McNeel, 1982; Noriega-Gayol, 1997; Widdowson & Rosseau, 2014). Bu makalede yazarlar, yönetici koçluğu yeniden karar verme maratonundaki katılımcıların (n = 49) psikolojik refahta bir artış yaşayıp yaşamayacağını belirlemek için Ryff Psikolojik İyilik Ölçeği kullanımına dayalı nicel bir analiz yaptılar. Bulgular, genel olarak ve özellikle özerklik, çevresel ustalık, kişisel gelişim ve kendini kabul etme gibi alt ölçeklerde psikolojik hallerinde iyi oluşta istatistiksel olarak anlamlı gelişmeler olduğunu göstererek, yeniden karar temelli atölye çalışmalarının öznel psikolojik halde iyi oluşu desteklemede etkili olduğunu düşündürmektedir.

Alkol Bağımlısı Danışanlarda Kendini Yıkıcı Davranış Biçimlerini Belirleyen İhtiyati Tedbir ve Kişilik Türlerinin Kombinasyonları: Bir Rus Gözlem Çalışmasının Bulguları

© 2016 Dmitri I. Shustov, Olga D. Tuchina, Sergei A. Novikov ve Ilya A. Fedotov

https://doi.org/10.29044/V7I2P10

Özet

Rusya’nın Ryazan kentinde alkol bağımlılığı tanısı almış ve psikoterapötik tedavi gören 190 erkek ayakta hasta ile 2009-2012 arasında yürütülen bu gözlem çalışmasında, deneklerin sergiledikleri kendine zarar verici davranış kalıplarının Kişilik Tipleri ile bağlantılı olup olmadığı ve hangi kombinasyonlar tedbir kararlarının ana kişilik özelliklerine yansıyıp yansımadığı gözlemlendi.

Kendine zarar verme davranışı, 7 Alkolik Kendini Yıkma Boyutuna (Alcoholic Self-Destructiveness Dimensions: ASD) göre ölçülmüştür (Shustov 2005); alkol kötüye kullanımı ve tercih edilen OSB ile ilgili veriler yarı yapılandırılmış görüşme yoluyla toplandı; DSM-IV’e göre teşhis edilen Narsisistik Bozukluk dışında kişilik örüntüleri ve psikososyal işlevsellik klinik gözlem, yarı yapılandırılmış görüşme, Kişilik Teşhis Anketi: Versiyon 4+ (Hyler, 1994) (Rusça versiyonu) ve ICD-10 kriterleri ile değerlendirilmiştir.  12 ihtiyati tedbir  Drego İhtiyati Tedbir Ölçeği (Drego, 1994) (Rusça versiyonu) ile değerlendirildi.

Korelasyonlar incelendiğinde, alkol bağımlısı hastaların ayakta alkolik senaryosu üzerinde şu süreklilik üzerinde ihtiyati tedbirlerin önemli bir etkisi olduğu görülmüştür: Olma, Düşünme, Çocuk Olma, Güvenmeyin, Hissetmeyin, Büyümeyin; danışan kişilik tipleri, belirli talimat kalıplarıyla doğrudan ilişkiye sahiptir. Kişilik Tipleri Alkolik Kendini Yıkma Boyutlarına aracılık etti: Klasik İntihar Boyutunun Borderline kişilik özellikleriyle ilişkilendirilmesi; Antisosyal kişiliğe sahip antisosyal; ve Narsistik Kişilik ile Profesyonel.

Bir Aile Destek Hizmeti içindeki Kurumsal Yeniden Yapılandırmanın Birleşik Krallık’taki Danışmanlık Ekibi Üzerindeki Etkisine İlişkin Vaka Çalışması Yaklaşımını Kullanan Bir Araştırma

© 2016 Gillian Robinson

https://doi.org/10.29044/V7I2P21

Özet

Birleşik Krallık’ta bir bakımevinin organizasyonel olarak yeniden yapılandırılmasının ardından, yazar, bunun üyesi olan gönüllü danışmanlardan oluşan bir ekip üzerindeki etkisini araştırmak için bir vaka çalışması metodunu kullandı. Gönüllü danışmanların küçük bir kısmı bir anketi doldurdu ve bazı yöneticiler ve diğer profesyonellerle görüşüldü ve her yöntemle yanıtların özetleri sunuldu. Sonuçlar, çeşitli transaksiyonel analiz kavramları açısından gözden geçirildi ve yazar, yeniden yapılandırmanın danışmanlar üzerindeki etkisinin, danışanlarının hissettiği kırılganlık duygusuyla paralel göründüğünü varsayarak sonuca vardı.

Transaksiyonel Analizin Birçok Yüzü: Birleşik Krallık’taki Transaksiyonel Analiz Terapistlerinin Uygulaması ve Kimliği Üzerine Bir Araştırma Çalışması

© 2016 Siobhan Gregory

https://doi.org/10.29044/V7I2P29

Özet

En az 4 yıllık transaksiyonel analiz psikoterapi eğitimini tamamlamış 99 terapistten oluşan bir örnek grupla, Klasik, Yeniden Karar ‘okullarına’ dayanan en çok ve en az uygulanan TA psikoterapi yaklaşımlarına ilişkin görüşlerini de içeren faktörleri araştırmak için çevrimiçi bir anket yöntemi kullanılmıştır. Kateks, Bütünleştirici, Psikodinamik ve İlişkisel. Cinsiyet, yaş, terapötik aktivite ve mesleki derneklerle ilgili demografik bilgiler de toplandı ve anket deneklerin TA dışındaki terapilere ilişkin bilgilerini çeşitlendirme istekliliğini, terapötik modalitelere ne kadar entegre olduklarını ve bir TA Kimliğine olan bağlılıklarını araştırdı.

Ankette iyi bir güvenilirlik ve iç tutarlılığa sahip olduğu gösterilen TA Kimliği ve Bütünleştirici Kimlik ölçekleri üzerinde istatistiksel analiz yapıldı. Sonuçların istatistiksel analizi, katılımcıların TA Bütünleştirici yaklaşımla mı yoksa farklı yaklaşımların genel entegrasyonu ile mi ilgili olduğu net olmasa da, katılımcıların TA Kimliğinden önemli ölçüde daha yüksek Bütünleştirici Kimlik seviyeleri sergilediğini gösterdi. Sertifikalı İşlem Analisti (Psikoterapi) olarak uluslararası TA yeterliliğinin kazanılmasının TA’ya bağlılık ve TA topluluğundaki bağlılık ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Cilt 7 Sayı 1 2016

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durumlu Etkililik Tasarım Çalışması – “Sara”

© 2016 Enrico Benelli, Barbara Revello, Cristina Piccirillo, Marco Mazzetti, Vincenzo Calvo, Arianna Palmieri, Marco Sambin ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V7I1P3

Özet

Bu çalışma, üçlü bir serinin ilkidir ve Hermeneutic kullanarak, depresyon için yakın zamanda manuelleştirilmiş Tek Durumlu Etkinlik Tasarımı (HSCED transaksiyonel  analiz tedavisinin etkinliğini araştıran önceki Birleşik Krallık bulgularının (Widdowson 2012a, 2012b, 2012c, 2013) İtalyan sistematik bir kopyasını temsil etmektedir.). Sistematik bir vaka çalışması araştırma yöntemi olarak HSCED’in çeşitli aşamaları, araştırmacıların nicel ve nitel çoklu kaynak kanıtları etrafında zıt argümanlar oluşturdukları ve yargıçların bunları önermeler lehinde ve aleyhinde değerlendirip sonuçlandırmadığına danışan, tedavi süresince önemli ölçüde değişti ve sonucun terapiye atfedilebilir olduğu. Bu vakadaki terapist, 10 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadındı ve müşteri Sara, on altı seanslık işlemsel analiz terapisine katılan, orta derecede depresyon ve yakın zamanda üç yaslı 62 yaşında beyaz bir İtalyan kadındı. Teşhis, Depresyon ve Yas arasında farklılaşmaya izin veren yeni DSM-5 kriterlerine dayanmaktadır. Yargıçların vardığı sonuç, bunun iyi bir sonuç olduğu yönündeydi: danışan, terapi süresince erken iyileşti, olumlu terapi deneyimi bildirdi ve takip sonunda iyileşmeyi sürdürdü.

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durum Etkililik Tasarım Çalışması – “Penelope”

© 2016 Enrico Benelli, Francesco Scottà, Serena Barreca, Arianna Palmieri, Vincenzo Calvo, Guido de Rénoche, Stefano Colussi, Marco Sambin ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V7I1P19

Özet

Bu çalışma, üç kişilik bir serinin ikincisidir ve İngiliz müşterilerde depresyon için yakın zamanda manuel olarak hazırlanmış bir işlemsel analiz tedavisinin etkinliğini araştıran önceki Birleşik Krallık merkezli vaka serisinin (Widdowson 2012a, 2012b, 2012c, 2013) İtalyanca kopyasını temsil etmektedir. Hermeneutik Tek Durumlu Etkinlik Tasarımı (HSCED) kullanılarak. Sistematik bir vaka çalışması araştırma yöntemi olarak HSCED’in çeşitli aşamaları, araştırmacıların birden fazla nicel ve nitel kanıt kaynağı etrafında karşıt argümanlar oluşturduğu ve yargıçların bunları müşterinin önemli ölçüde değişip değişmediği sonucuna varmak için değerlendirdiği vaka kanıtlarını incelemek için yarı yargısal bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. terapi süreci boyunca ve sonucun terapiye atfedilebilir olup olmadığı. Bu vakadaki terapist, psikoterapist olmak için eğitiminin üçüncü yılında beyaz bir İtalyan adamdı ve müşteri Penelope, hafif depresyon ve anksiyetesi olan 45 yaşında beyaz bir İtalyan kadındı. Yargıçların vardığı sonuç, bunun karışık sonuçlu bir dava olduğu idi: müşteri, tam ve istikrarlı bir remisyon elde etmeden, sorunlarının bazı yönlerini iyileştirdi. İlginç bir şekilde, bu vaka ampirik ve vekaleten derecelendirilmiş depresyon ve anksiyete indeksleri ile kendi kendine bildirilen anketlere verilen cevaplar arasında minimal bir korelasyon sunmakta ve bu durum, hastanın spesifik tipolojisine sahip öz bildirim ölçümlerinin geçerliliği sorusunu gündeme getirmektedir.

Depresyonda TA Tedavisi: Hermeneutik Tek Durumda Etkililik Tasarım Çalışması – “Luisa”

© 2016 Enrico Benelli, Desiree Boschetti, Cristina Piccirillo, Laura Quagliotti, Vincenzo Calvo, Arianna Palmieri, Marco Sambin ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V7I1P35

Özet

Bu çalışma, üçlü bir serinin üçüncüsüdür ve Hermeneutic kullanarak, depresyon için yakın zamanda manuelleştirilmiş bir işlemsel analiz tedavisinin etkinliğini araştıran önceki Birleşik Krallık bulgularının (Widdowson 2012a, 2012b, 2012c, 2013) İtalyan sistematik bir kopyasını temsil etmektedir. Tek Durumlu Etkinlik Tasarımı (HSCED). Sistematik bir vaka çalışması araştırma yöntemi olarak HSCED’in çeşitli aşamaları, araştırmacıların nicel ve nitel çoklu kaynak kanıtları etrafında zıt argümanlar oluşturdukları ve yargıçların bunları önermeler lehinde ve aleyhinde değerlendirip sonuçlandırmadığına danışan, tedavi süresince önemli ölçüde değişti ve sonucun terapiye atfedilebilir olduğu. Bu vakadaki terapist, 10 yıllık klinik deneyime sahip beyaz bir İtalyan kadındı ve hasta Luisa, on altı seans TA terapisine katılan 65 yaşında beyaz bir İtalyan kadındı. Luisa bir yılı aşkın süredir ilaç ve homeopatik tedavi aldığı orta derecede depresyon ve karışık mizah ve anksiyete ile ciddi uyum bozukluğu için DSM-5 kriterlerini karşıladı. Yargıçların vardığı sonuç, bunun iyi bir sonuç olduğu yönündeydi: danışan terapi süresince iyileşti, olumlu bir terapi deneyimi bildirdi ve bu gelişmeyi takip sonunda sürdürdü.

Cilt 6 Sayı 2 2015

İtalya’da bir psikoterapi ve işlemsel analiz merkezinde eğitilmiş psikoterapistler için profesyonel sonuçlar üzerine araştırma

© 2015 Ugo De Ambrogio ve Carla Dessi

https://doi.org/10.29044/V6I2P3

Özet

Yazarlar, Milano’daki Psikoloji ve Transaksiyonel Analiz Merkezi’nde son 15 yılda İtalyan Üniversite ve Araştırma Bakanlığı tarafından tanınan, psikoterapi ve transaksiyonel analiz eğitimlerini tamamlayan 98 eski öğrenci için bir anket geliştirdi ve mesleki sonuçları analiz etti.  İstatistiksel sonuçlar başkala kişilerle tartışıldı ve gözden geçirilen faktörler arasında öğrencilerin iş dünyasında nasıl idare ettikleri, psikoterapide transaksiyonel analizi uygulamanın olumlu sonuçları ve kritik unsurları yer aldı. Mesleki yaşamın gerçekleri, tanınabilir bir kimlik, etik dikkat ve öğrenilen araçların uygulanmasından duyulan memnuniyet açısından ortaya çıktı.  Aynı zamanda, profesyonel uygulamada karşılaşılan uyaranlarla ve sorunlarla başa çıkma esnekliği, çalışma arkadaşlarıyla fikir alışverişi yapma ve farklı teorik modeller arasında değişim yapma arzusu da tanımlandı.

İtalya’daki okul öncesi çocuklara sürücü kavramını öğretmenin etkisine dair iki deneysel araştırma projesi

© 2015 Cesare Fregola

https://doi.org/10.29044/V6I2P19

Özet

Roma Tre Üniversitesi’nde bir lisans bölümünde eğitim gören dördüncü sınıf öğretmen adayları, süpervizyon alarak  kendi öz yeterliklerini ve özerkliklerini geliştirmek amacıyla ilkokul çocuklarına aynı zamanda sürücülerin çocuklara öğretilmesinin (Kahler 1975) davranışsal seçimler hakkındakendi kararlarını vermek için ihtiyaç duydukları üstbilişsel yeteneklerin ve öz farkındalığın bu çocuklar için ilerici gelişime yol açtığını gösterirken transaksiyonel analizi tanıtmak için deneysel araştırmalar yürüttü. Küçük örnek gruplarının sınırlılıkları, denetimin, önceki çalışmaları öğrenciler tarafından tasarlanan ve kullanılan anketlerin temelini oluşturan yazarlardan geldiği gerçeği gibi kabul edilmektedir.

İnternet bağımlılığı ile başvuran müşterilerle çalışan işlemsel analist psikoterapistlerinin deneyimlerinin ve anlamlandırmalarının derinlemesine araştırılması

© 2015 Matthew Shorrock

https://doi.org/10.29044/V6I2P31

Özet

Uluslararası akreditasyona sahip dört transaksiyonel analiz psikoterapisti, deneyimlerini ve İnternet bağımlılığı (IA) hakkında anlamlandırmayı araştıran yarı yapılandırılmış bire bir görüşmeleri tamamladı. Yorumlayıcı fenomenolojik analiz dört üst düzey kavram ortaya çıkarmıştır: IA’nın karmaşıklığı; etiyolojik ve predispozan faktörler; IA’nın işlevleri ve özellikleri, ve tedavi faktörleri. Gelecekteki araştırmalar, klinik denetim, tedavi, psiko-eğitimsel ve politik programlar için pratik ve teorik çıkarımlar sunulmaktadır. Ortaya çıkan temel bulgulardan İnternet, katılımcılar tarafından, altta yatan bir “bozukluğun” yüksek yaygınlığı göz önüne alındığında, bağımlılık için bir kanal veya araç olarak anlaşıldı. Katılımcıların, IA ile komorbiditeyi destekleyen çocukluk çağı etiyolojik köklerinin varlığına inandıkları da bulundu; çocukluktaki bağlanma zorluklarının, bireyleri genellikle yalnızlık, düşük benlik saygısı, kontrol, kayıp, istikrarsızlık ve yaşamın sonraki dönemlerinde bilişsel uyumsuzluk gibi sorunlar geliştirmeye yatkın hale getirdiği; ve katkıda bulunan faktörler olarak depresyon, düşük benlik saygısı ve kaçış arasında bir ilişki var. Profesyonellerin, psikodinamik bir yaklaşımı entegre ederken veya aktarım süreçlerinin farkında olurken, çocuklukta bağlanma zorluklarıyla ilgili özel eğitimlerden yararlanacakları, tedavi etkinliğini artırabileceği ve hem danışanları hem de terapistleri karşı terapötik müdahalelerden korumaya yardımcı olacağı sonucuna varılmıştır.

Cilt 6 Sayı 1 2015

Brezilya’da transaksiyonel analiz grup psikoterapisine katılan kadınlar arasında sosyal bilinci artırmayı amaçlayan bir eylem araştırma projesi

© 2015 Jane Maria Pancinha Costa

https://doi.org/10.29044/V6I1P3

Özet

Gramsci’nin (1978, 1982) hegemonya üzerine, Freire (1979a, 1979b) işbirlikçi temas üzerine ve Steiner (1975) radikal psikiyatri üzerine materyal farkındalığına dayanarak, aynı zamanda bir psikoterapist olan araştırmacı tarafından Brezilya’da devam eden iki haftalık psikoterapi grubuna katılan 12 kadın, özellikle işle ilgili olarak, kadınlara yönelik kültürel temelli, baskıya ilişkin toplumsal bilinçlerini yükseltmek için; yaşam senaryosu analizini gruplar içinde terapötik bir müdahale olarak uygulamayan ve baskıdan kurtulmaya çalışırken işbirlikçi temasın faydalarının kadınlar tarafından tanınmasını kolaylaştırmak için eylem araştırması metodolojisi kullanıldı. Bireysel yapılandırılmış mülakatlar yapıldı, bunlardan elde edilen veriler gruplar içinde tartışıldı ve 6 seviyeli baskı bilinci içeren bir model geliştirildi. Kadınların belirlediği baskı örnekleri verilmekte ve sadece % 17’si doğrudan işyerinde cinsel ayrımcılıkla ilgilidir. Araştırma yıllar önce yapılmış olmasına rağmen (1987-1989), sorunların hala var olduğu ve araştırma metodolojisinin başka yerlerde faydalı bir şekilde uygulanabileceği gösterilmiştir.

Rusya’daki okul çağındaki çocuklarla psiko-eğitim çalışmalarında Psikodrama ve Transaksiyonel Analiz Yöntemlerinin Entegrasyonu

© 2015 Marina Solomonovna Sokovnina ve Viktor Nikolayevich Aleshin

https://doi.org/10.29044/V6I1P15

Özet

Yazarlar, psikodrama ve transaksiyonel analiz kavramlarının ve yöntemlerinin karşılaştırılmasıyla başlayarak, Rus eğitim sistemi içinde 5. sınıf (11-12 yaş) öğrencilerine atölye çalışmaları yapmak için benzerlikleri tespit eder ve bu bulguları birleştirme deneyimlerini sunar. Bu çalışma için gerekçelerini, eğitim içeriğinin ayrıntılarını ve öğrenciler ile öğretmenler arasındaki işbirliği konusunda bir anlaşma şeklinde öğrencilerin çalışmalarının bir örneğini sunarlar. Kontrol gruplarındaki 38 öğrenci ile karşılaştırıldığında 78 öğrenci için ders sırasında bildirilen duyguların bir analizini sağlarlar, transaksiyonel analiz / psikodrama derslerinde olanlar için artan olumlu duygular ve azalan olumsuz duygular gösterirler. Öğrencilerin özerklik, motivasyon ve katılımının gelişmesi için kullanılan rol yapma yönteminin Rusya’daki geleneksel eğitim yöntemlerinden daha etkili olduğu sonucuna varmışlardır.

Birleşik Krallık ve ABD’de Transaksiyonel Analiz Psikoterapisi alanında eğitim alan öğrencilerin algılanan deneyimlerini ve sonuçlarını etkileyen faktörlerin araştırılması

© 2015 Cathy McQuaid

https://doi.org/10.29044/V6I1P28

Özet

Yarı yapılandırılmış görüşmeler sırasında eğitim deneyimlerini paylaşan 50 katılımcıdan 21’inin verilerine Yorumlayıcı Fenomenolojik Analiz (IPA) (Smith, 1995) uygulanmıştır. Denekler, ABD ve Birleşik Krallık’taki stajyer ve eğitmenlerden, transaksiyonel analiz yaratıcısı Dr. Eric Berne tarafından eğitilenlerden yeni kalifiye transaksiyonel analiz psikoterapistlerine ve yeterlilik kazanmadan önce eğitimi bırakmış olan nesilleri içerecek şekilde seçildi.

Sonuçlar, TA psikoterapi eğitiminin bazıları tarafından tatmin edici ve ödüllendirici bir kariyerle sonuçlanan dönüştürücü, yaşamı geliştiren ve onarıcı bir deneyim olarak deneyimlendiğini, diğerleri için ise hayal kırıklığı, tatminsizlik getiren kötü niyetli, cezalandırıcı ve zararlı bir deneyim olarak algılandığını göstermektedir. Katkıda bulunan ana faktörler, öğrencilerin kişisel inanç sistemleri, eğitimi alma motivasyonları ve eğitmen, akranlar ve bir bütün olarak meslekle olan ilişkileriydi.

Temaların analizi, katılımcılar tarafından sonradan ortaya çıkan endişelerin bilgi eksikliği, farklı kurumlar tarafından sunulan eğitimdeki tutarsızlıklar, kursiyerlerin eğitime girme nedenleri ve eğitmenlerin bunları kabul etme nedenleri ve eğitimin önemli zaman ve kaynak gereksinimleri ile ilgili olduğunu gösterdi. Belge, eğitim deneyimini TA’nın temel felsefi ilkelerini ve değerlerini destekleyen ve TA psikoterapi eğitimini destekleyen, geliştiren ve güçlendiren bir deneyim haline getirmeyi amaçlayan tavsiyeleri içermektedir.

Ukrayna’da hastanede yatan şizofreni paranoid alt türü teşhisi konan bireylerin yazı bileşenlerini araştırmak ve analiz etmek için bir pilot çalışma

© 2015 Ganna Golovan

https://doi.org/10.29044/V6I1P54

Özet

Dünya Sağlık Örgütü’nün (2014a) c için psikososyal müdahalelerin eksikliğini tanımlamasına dayanarak, dünya çapında şizofreniden muzdarip 24 milyon insan ve buna karşılık gelen transaksiyonel analiz literatürünün yetersizliğine dayanarak, yazar, Ukrayna’da psikiyatristler tarafından şizofreni paranoid alt tipi olarak hastaneye kaldırılan ve teşhis edilen 27 katılımcının pilot çalışmasını yürütmeye devam etti. Rusça’da dört anket kullanıldı: İç Ego Durumları Anketi (Hay, 1996), Sürücü Anketi (Cox, 2001), Gelişmenin Kritik Noktaları Anketi (Gusakovski, 2000, Bradshaw’a dayanıyor, 1991) ve Kısa Senaryo Anketi (Stewart, 1999), ikincisine, diğer TA unsurlarının teşhislerinin yapıldığı bir klinik görüşme eşlik etti. Doğrulanmamış anketler ve istatistiksel geçerlilik açısından sınırlamalar not edilmiştir, ancak çalışma sunulmuştur ve şimdiye kadar ihmal edilmiş bu alanda daha fazla araştırmayı teşvik etmek için İngilizce anketlerin kopyaları yazarların izniyle yayınlanmıştır.

Transaksiyonel analizi kullanarak Güney Afrika’daki yüksek riskli ortaokullarda öğretmen stresini ve tükenmişliği azaltmak

© 2015 Sharon Mary Johnson

https://doi.org/10.29044/V6I1P70

Özet

Doktora araştırmasından ortaya çıkan birkaç makaleden biri olan bu makale, Western Cape, Cape Flats’in gangland bölgelerindeki yüksek riskli ortaokullarda öğretmenler için stres ve tükenmişliği azaltmaya yönelik üç yaklaşımdan biri olarak transaksiyonel analizin uygulanmasının sonuçlarına odaklanmaktadır. Güney Afrika. Diğer yaklaşımlar Travma Salınım Egzersizleri (TRE) ve Transpersonal Psikoloji (TP) idi ve bunlar ve bu araştırmanın kantitatif istatistiksel analiz unsurları hakkındaki ilgili makaleler başka yerlerde yayınlanmaktadır.

Personel gelişiminin bir parçası olarak okullarında 10 hafta boyunca haftada bir buçuk saat (toplam 15 saat) düzenlenen bir müdahaleye üç farklı okuldan toplam 43 öğretmen, 4. Sınıfta 20 öğretmenlik bir kontrol grubuyla beraber katıldı. Nitel teknik yardım müdahalesi anket kodlama analizi ve karma yöntem araştırmasının odak grup müdahale sonrası tematik analizi sunulmaktadır. Kodlama analizi, öğretmenleri etkileyen bireyler arası ve bireyler arası araçlara odaklandı ve TA’nın öz farkındalık, kendi kendine yardım araçları ve güçlü bir grup bağlantısı oluşturduğu bulundu. Tematik analiz, bireysel, kişilerarası ve örgütsel düzeylerde stres ve tükenmişlik müdahalelerine yönelik fiziksel, duygusal ve bilişsel tepkilere ilişkin içgörüler sağladı ve öğretmenlerin sınıftaki disiplin için daha fazla sorumluluk almasıyla sınıf yeterliliğine ilişkin yeni bakış açıları ortaya çıkardı.

Çalışma, bu zorlu bağlamlarda hayatta kalan eğitimcilerin refahı ve başa çıkması hakkında fikir verdi ve TRE, TP ve TA yaklaşımlarının karmaşık psikolojik zorluklarla başa çıkmanın bütünleştirici ve eklektik yollarına dahil edilebileceği ve muhtemelen travmatik ortamlarda stres ve tükenmişliğin azaltılması ile birleştirilebileceği önerildi.

Cilt 5 Sayı 2 2014

Sistemik İşlemsel Analiz Koçluğu: Organizasyon kültürü üzerindeki etkili koşullar, sonuçlar ve etkiler üzerine bir çalışma

© 2014 Günther Mohr

https://doi.org/10.29044/V5I2P3

Özet

Bu makale, Almanya’da uzun yıllar boyunca sürdürülen ve klasik, sistemik ve sistemik organizasyonel transaksiyonel analiz ve algılanan yararlılığı kapsayan üç ardışık araştırma çalışması dahil olmak üzere çeşitli kavramları kullanarak, Almanya’da uzun yıllar boyunca yürütülen, kurum içi ‘bir grup içinde koçluk yapılan’ koçluk programının içeriğini ve sürecini açıklamaktadır. Bireylere ve organizasyonlarına koçluk programı, programa katılım ile organizasyon içindeki mesleki ilerleme arasındaki korelasyonlar ve katılımcılar tarafından programın etkililiğine katkıda bulunan etmenler olarak belirlenen faktörler açıklanmaktadır.

İlk anket temelli çalışmanın birincil faktörü, katılımcıların kişisel olarak tanımladıkları en önemli bireysel konu veya problemleriyle ne ölçüde başa çıkabildikleri olarak tanımladı. İkinci çalışmada QCA (Niteliksel Karşılaştırmalı Analiz) (Ragin 1987, 2000, 2008) uygulandı ve gruba katılımın özerk değişkenleri ile şirket tarafından gerçekleştirilen ‘ek yetkilendirme’ değişkeninin birbirine bağlı değişkeni arasında bir korelasyon gösterildi. Üçüncü çalışmada, koçluk programının etkililiğine katkıda bulunduğuna inandıkları temel unsurları belirlemek için 38 yönetici tarafından doldurulan bir ankete verilen yanıtların sıklık ve değerlik analizi kullanıldı.

Yazar, bu tür programların etkili ancak karmaşık olduğu ve bu nedenle koçun psikolojik, pedagojik, liderlik ve yönetim uzmanlığına sahip olmasını gerektirdiği ve bunun bir örgütsel öğrenme kültürü içinde uygulanması gerektiği sonucuna varmıştır.

İsviçre’deki kadın alkoliklerin erkek partnerlerinin destek ihtiyaçlarına yönelik bir araştırma

© 2014 Bea Schild

https://doi.org/10.29044/V5I2P17

Özet

Bu keşif niteliğindeki çalışma, kadın alkoliklerin erkek partnerlerinin destek ihtiyaçlarını araştırmak için 2009 yılında İsviçre’de gerçekleştirilen üç denekle öykü mülakatlarının analizini sunmaktadır. Başa çıkma stilleri üzerine farklı kavramlar, çeşitli transaksiyonel analizler ve diğer kavramlar ışığında tanıtılır ve yorumlanır. Görüşmelerin içeriği yapılanma ve tiplendirme analizine göre kategorize edildi. Sonuçlar, destek için temel ihtiyaçların ortaklık ve ebeveynlik sorunları, toplumdaki bağımlılık imajı ve mali ve idari konularla ilgili olduğunu ve dolayısıyla erkek alkoliklerin kadın partnerleri ve akıl hastası yakınlarının destek ihtiyaları için diğer araştırmacılar tarafından belirlenen stresörlerden farklı olduğunu göstermektedir.

Farklı Uygulama Ortamlarında ve Kültürlerde Rutin Sonuç Değerlendirmesi Geliştirmenin Zorlukları: İspanya ve Birleşik Krallık’ta Doğal Bir Araştırma

© 2014 Biljana van Rijn, Ciara Wild, Adina Dumitru

https://doi.org/10.29044/V5I2P28

Özet

Transaksiyonel analiz de dahil olmak üzere bir dizi teorik yönelimden psikoterapinin rutin sonuçlarının, depresyon, anksiyete, genel sıkıntı ve çalışma ittifakı için standart ölçüler kullanılarak, Birleşik Krallık’taki bir akademik kurumda 113 terapist tarafından 263 danışan ile tamamlanmış terapi müdahaleleri ve İspanya’daki üç bağımsız klinikte 26 danışanla 10 terapist tarafından terapi aşamalarında gerçekleştirilmiştir. Her iki ülkedeki sonuçlar klinik kazanımlar gösterdi, ancak bu tür bir değerlendirme metodolojisinin özel muayenehanelere göre bir eğitim enstitüsü içinde daha kolay uygulandığı bulundu; aynı zamanda Birleşik Krallık’taki profesyonel değerlendirme ortamına daha iyi uyum sağladığı gözlemlendi. Gelecekte bu tür araştırmaların başlatılmasına yönelik öneriler de bulunulmaktadır.

Birleşik Krallık’ta Travma Sonrası Stres Bozukluğu ile Başvuran Erkek Silahlı Kuvvetler Gazileri ile İşlemsel Analiz Psikoterapisinin Niceliksel ve Niteliksel Sonuçları

© 2014 David Harford ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V5I2P35

Özet

Bu makale, Birleşik Krallık’ta yaşayan bir hayır kurumu ortamında yürütülen ve şiddetli TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) ve diğer komorbid hastalığı ve bozuklukları olan 15 erkek silahlı kuvvetler gazisi arasında TA psikoterapisinin klinik sonuçlarını inceleyen iki yıllık bir araştırma projesinin bulgularını sunmaktadır. Sonuçlar, kantitatif CORE-OM (Evans, Mellor-Clark, Margison, Barkham, McGrath, Connell & Audin, 2000) kullanılarak kısa vadeli (24 seans) ve uzun vadeli (52 seans) transaksiyonel analiz (TA) tedavisi için ölçüldü , PHQ-9 (Kroenke, Spitzer & Williams, 2001) ve GAD-7 (Spitzer, Kroenke, Williams & Löwe, 2006) anketleri ve nitel Değişim Görüşmesi (Elliott, Slatick ve Urman, 2001, aktaran Frommer & Rennie’de olduğu gibi) , 2001). Nicel bulgular, küresel sıkıntı, depresyon ve anksiyete üzerinde olumlu Güvenilir Değişimin hem kısa hem de uzun vadeli tedavi gruplarında gerçekleştiğini ve bazı hastaların bu önlemlerde Klinik Olarak Önemli Değişim sağladığını göstermekte olduğunu belirtti. Tematik analizden kaynaklanan niteliksel bulgular (Braun ve Clarke, 2006), sunulan TA terapisi içindeki geniş bir terapist faktörleri ve psikoterapi süreci faktörleri yelpazesinin bu belirli müşteri grubu için yararlı olduğunu göstermektedir. Bazı psikososyal faktörlerin gazilerin refahı üzerindeki olumsuz etkisi de sayısal verilere ve mülakat yanıtlarına dayalı olarak tartışılmaktadır. Genel olarak, bu sonuçlar TA psikoterapisinin savaş gazileri arasında TSSB tedavisinde etkili olabileceğini göstermektedir.

Karışık Anksiyete ve Depresyon Vakası İçin İşlemsel Analiz Psikoterapisi: Pragmatik Karar Verilmiş Bir Vaka Çalışması – “Alastair”

© 2014 Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V5I2P66

Özet

Yazar, 80’den fazla İtalyan psikologdan oluşan bir analiz panelini içeren ve sıradan bir vaka değerlendirmesini içeren orijinal bir vaka değerlendirme yöntemi kullanarak, 39 yaşındaki beyaz İngiliz bir erkekle karışık anksiyete ve depresyon vakası için transaksiyonel analiz psikoterapisinin etkinliğini araştırdı 14 haftalık seansa katılanlar. Yazar, 80’den fazla İtalyan psikologdan oluşan ve sıradan metodları kullanan orjinal bir vaka değerlendirme metodu kullanarak, 39 yaşındaki, 14 haftalık seansa katılan beyaz İngiliz bir erkekle karışık anksiyete ve depresyon vakası için transaksiyonel analiz psikoterapisinin etkinliğini araştırdı. CORE-OM (Evans, Mellor-Clark, Margison, Barkham, Audin, Connell ve McGrath, 2000), PHQ-9 (Kroenke, Spitzer & Williams, 2001), GAD-7) Spitzer, Kroenke, Williams & Löwe, 2006, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (Hamilton, 1980) tarama ve sonuç ölçümü için, Oturum Derecelendirme Ölçeği (SRS v.3.0) (Duncan, Miller, Sparks, Claud, Reynolds, Brown ve Johnson, 2003) ve Karşılaştırmalı Psikoterapi Süreç Ölçeği (CPPS) (Hilsenroth, Blagys, Ackerman, Bonge ve Blais, 2005), genel bir yargısal vaka çalışması yöntemi içinde. Analiz paneli ve meslekten olmayan yargıç, oybirliğiyle, bunun iyi bir sonuç davası olduğu ve danışanın değişikliklerinin doğrudan terapinin bir sonucu olduğu sonucuna vardı. Önceki vaka çalışması araştırması, TA’nın depresyon için etkili olduğunu göstermiştir ve bu mevcut vaka, TA’nın eşlik eden anksiyete ile depresyon için etkililiği için temel kanıt sağlar.

Cilt 5 Sayı 1 2014

Rusya’da Farklı Mesleklerdeki Çalışma Tarzlarının Analizi

© 2014 Dmitry Kasyanov

https://doi.org/10.29044/V5I1P9

Özet

Rusya’da çeşitli organizasyonlarda ve mesleklerde çalışan 451’i kadın, 410’u erkek olan 861 kişiden oluşan uygun bir örneklem, Çalışma Tarzları Anketinin Rusça’ya çevirisini tamamladı (Hay 1992). İstatistiksel analizler, stiller arasında yeterli ayrım olduğunu gösterdi ve tam örnekleme dayalı norm tabloları oluşturulabilmesini sağladı. Mühendisler, bilgi teknolojileri, halkla ilişkiler, sekreterlik, satış, muhasebe, ekonomistler ve İK rolleri dahil olmak üzere 15 mesleğin her biri için ortalama modeller sunuldu. “Kusursuz Ol” stilinin her mesleki modelde baskın olduğu görülüyor; bununla beraber “Lütfen Millet” baskınlıkta 2. sırada gözükürken, “Acele Et” stilinin çoğunda en az karşılaşılan olduğu görüldü.

Yönetici Koçluğu Çalıştaylarında Yeniden Karar Terapisinin Uygulanması: Bölüm 1 – Çalıştay

© 2014 Mil Rosseau, Rik Rosseau ve Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/V5I1P15

Özet

Üçlü bir serinin ilki olan bu makale, yeniden karar verme yaklaşımının (Goulding & Goulding 1979) uluslararası yönetici koçluğu atölyelerinde uzun yıllar boyunca nasıl uygulandığını açıklamaktadır. Bir iş bağlamında terapitik bir yaklaşımın kullanılmasıyla ilgili olası tartışmalar açıklanır, katılımcı profilleri ve liderlik özellikleri tanımlanır, grup ortamının etkisi değerlendirilir ve ‘sorunlar’ üzerinde çalışmak ve tedavi aşamaları arasındaki bağlantılar açıklanır (Berne, 1961). Çalışma aşamaları, Goulding & Goulding (1979) tarafından tanımlananlarla ilgilidir ve McNeel (1999-2000) ve Allen & Allen (2002) ‘den gelen malzemelerle desteklenmiştir. Bu makale, Widdowson ve Rosseau (2014) tarafından niteliksel olarak değerlendirilen ve gelecekte nicel olarak daha fazla değerlendirilecek olan müdahaleleri açıklamaktadır.

Yönetici Koçluğu Çalıştaylarında Yeniden Karar Terapisinin Uygulanması: 2. Bölüm – Katılımcıların Değişikliklerinin Niteliksel Bir Keşfi

© 2014 Mark Widdowson ve Mil Rosseau

https://doi.org/10.29044/V5I1P19

Özet

Bu, üç makaleli bir çalışmanın ikinci makalesidir ve büyüyen bir örgütsel gelişim alanı olarak yönetici koçluğunun transaksiyonel analiz teorisi ve yöntemlerine dayandırılabileceği yolla ilgili bir araştırmayı açıklamaktadır. Goulding & Goulding’in (1979) yeniden karar verme terapisi yaklaşımına dayanan bir koçluk atölye çalışmasına katılan on iki katılımcı, Elliott ve diğerleri (2001) tarafından materyalden ilk yazar tarafından uyarlanan bir takip Değişim Anketi’ni tamamladı ve yanıtlar tematik analiz kullanılarak analiz edildi (Braun & Clarke 2006). Katılımcılar, atölyelere katılmalarının bir sonucu olarak çok çeşitli kişisel gelişim deneyimleri, olumlu kişiler arası değişim ve işlerinde büyüme, yönetim ve liderlik becerilerinde deneyim yaşadıklarını bildirdiler. Çalıştay kolaylaştırıcısını memnun etme isteğinin aktarımsal yapıtının olası etkileri dahil olmak üzere sınırlamalar açıklanmıştır. Tematik analiz bulguları, böyle bir yaklaşımın yönetici koçluğu atölyeleri için etkili bir çerçeve sağlayabileceğini göstermektedir.

Cilt 4 Sayı 2 2013

DEPRESYONUN TA ile TEDAVİsİ – Hermeneutik Tek Olgulu Etkinlik Tasarım Çalışması – ‘Linda’ – karışık sonuç vakası

© 2013 Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/v4i2p3

Özet

Hermeneutic Tek Olgulu Etki Tasarımı (HSCED), hem tedavi hem de alternatif açıklamalar nedeniyle danışanın değiştirdiği makul argümanları oluşturmak için, karma yöntem verilerinin çapraz sorgularını içeren sistematik vaka çalışması araştırma yöntemidir. Bu çalışma, Hermeneutic Tek Olgulu Etkinlik Tasarımı kullanılarak, transaksiyonel analiz psikoterapisinin sürecini ve sonucunu araştıran bir olgu serisinin dördüncü makalesidir (Elliott 2002). Danışan Linda, 45 yaşında hafif depresyonlu beyaz bir İngiliz kadındı. Yargıçların vardığı sonuç, bunun karışık sonuçlu bir vaka olduğuydu: danışan terapi sürecinde iyileşmesine ve terapi deneyiminin olumlu olmasına rağmen, takip sırasında önemli stresli olaylar yaşadığında iyilik hali uzun sürmedi. Linda, terapinin kendisi için en yararlı olan yönlerinin ayrıntılı ve kendine özgü bir tanımını yaptı. Bu serideki diğer vakalarla çapraz vaka karşılaştırması, daha fazla araştırmaya değer birkaç ilginç özellik göstermektedir. Özellikle, paylaşılan bir teorik çerçevenin oluşu ve eşitlikçi bir terapötik ilişkinin kullanılması yardımcı oldu. Bu serideki diğer vakalarda olduğu gibi, danışanın kişilerarası ilişkilerinde olumlu değişiklikler yaşaması, TA terapisinin bu sonucunun daha fazla araştırma gerektirdiğini düşündürmektedir.

TA Emetofobi Tedavisi – Sistematik Bir Vaka Çalışması – ‘Peter’

© 2013 Colin Kerr

https://doi.org/10.29044/v4i2p16

Özet

Bu çalışma, Hermeneutic Tel Olgulu Etki Tasarımı (HSCED) (Elliott 2002) elementlerinin İngiltere’de emetophobia hastası 19 yaşındaki beyaz bir erkek öğrenci ile 39 seans TA tabanlı psikoterapi müdahalesine uygulanmasını rapor ediyor. Aynı zamanda araştırmacı olan yazar, emetofobi klinik özellikleri hakkında literatür incelemeleri sunar, diğer fobilerle karşılaştırır ve genellikle fobilere TA tabanlı yaklaşımlar da dahil olmak üzere önceki araştırmaları gözden geçirir. HSCED Metodolojisi kısaca açıklanmıştır; nicel sonuç önlemleri GAD-7 (Spritzer ve ark. 2006) ve SPQ (Elliott ve ark. 1999) kullanılarak elde edilir ve analiz edilir ve zengin bir vaka kaydı, oturum kayıtları / transkriptleri ve 4 aylık bir takip görüşmesi yoluyla nitel ölçümler alınır.  Bohart at al’s (2011) HSCED kriterlerinin yanı sıra kanıtlarla ilgili hükümler için 56 kriter kullanıldı. Danışanda önemli değişiklikler olduğuna ve bu değişikliklerin tedavinin sonucu olduğuna dair güçlü kanıtlar sunulur.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu ile Başvuran Silahlı Kuvvetler Gazileri için Transaksiyonel Analiz Psikoterapisinin Sonuçlarının Ön Değerlendirmesi

© 2013 David Harford

https://doi.org/10.29044/v4i2p27

Özet

Bu kısa özet, İngiltere’de bir hayır kurumu ortamında yürütülen ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile başvuran silahlı kuvvetler gazilerinden oluşan bir grup için klinik sonuçları inceleyen pilot bir projeden bazı ilk bulguları sunmaktadır. Sonuçlar CORE-OM (Evans ve ark. 2000), PHQ-9 (Kroenke ve ark. 2001) ve GAD-7 (Spitzer ve ark. 2006) kullanılarak ölçüldü. İlk bulgular, genel sıkıntı ve anksiyete üzerinde olumlu Güvenilir Değişimin 16 seans içinde gerçekleştiğini göstermektedir. Bu sonuçlar, transaksiyonel analiz psikoterapisinin bu danışan grubu ile TSSB tedavisi için umut vaadettiğini ve daha fazla araştırma yapılmasının iyi olacağını göstermektedir.

Makedonya’da Farklı Mesleklerde Dominant olan Çalışma Tarzlarının Analizi

© 2013 Marina Pavlovska

https://doi.org/10.29044/v4i2p30

Özet

Makedonya’nın Üsküp kentindeki üç şirket bünyesinde Ekonomist, Hukuk Danışmanı veya BT Uzmanı olarak çalışan 90 çalışandan oluşan bir örneklem Çalışma Stilleri Anketi’ni (Hay 1992) tamamladı ve meslekler arasında çalışma tarzı tercihlerinde istatistiksel olarak önemli farklılıklar olduğu tespit edildi.  Bu farklılıklar Makedonya Ulusal Meslekler Isimlendirme Kurumu (Devlet İstatistik Ofisi 2011) ile ilişkili olarak tartışılmıştır ve insan kaynakları yönetimine etkileri kısaca gözden geçirilmiştir.  Örneklem sayısı ve örneklemin konumu, araştırmanın sınırlılıklarını oluşturur.  Mesleklerin dominant çalışma tarzları arasında farklılıklar olacağı hipotezinin kabul edilebilir olduğu sonucuna varılmıştır.  Sürücüler (Kahler & Capers 1974, Kahler 1975, 2008) ve çalışma stilleri (Hay & Williams 1989, Hay 1993, 2009) arasındaki ayrımı açıklığa kavuşturan bir açıklama yer almaktadır.

Cilt 4 Sayı 1 2013

https://doi.org/10.29044/v4i1

Bu sayı EATA TA Araştırma Konferansı’nın makalelerini içerir.

Cilt 3 Sayı 2

Depresyonun TA Tedavisi – Hermeneutik Tek Vaka Etkinlik Tasarım Çalışması – ‘Denise’

© Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/v3i2p3

Özet

Hermeneutik Tek Vaka Etkinlik Tasarımı (HSCED), hem danışanın terapi nedeniyle değiştiğine dair makul argümanlar hem de alternatif açıklamalar üretmek için karma yöntem verilerinin çapraz incelemesini içeren sistematik bir vaka çalışması araştırma yöntemidir. Bu çalışmada, şiddetli depresyonu olan bir kadınla kısa süreli TA psikoterapisinin sonuçlarını araştırmak için HSCED kullanılmıştır. Araştırmanın amacı, depresyon tedavisi için kısa süreli TA terapisinin etkinliğini araştırmak ve TA terapi sürecinin temel yönlerini ve etkili vakalar arasında değişimi teşvik eden ilişkili faktörleri araştırmak ve tanımlamaktır. Titizliği artırmak ve araştırmacı bağlılığı potansiyelini ele almak için, bağımsız psikoterapi araştırmacıları vakayı değerlendirmiş ve sonuç hakkında bir karar sunmuştur. Karar vericilerin vardığı sonuç, danışanın önemli ölçüde değiştiği ve bu değişikliklerin büyük ölçüde terapinin etkilerinden kaynaklandığı yönündedir.

Bu 2. vaka için HSCED yaklaşımına daha katı bir değişim sınıflandırması, daha güvenilir bir değişim endeksi puanı, daha yüksek bir kanıt standardı, olumlu ve şüpheci vakaları geliştirmek için iki ekibin kullanılması ve üçüncü bir hakimin eklenmesi yoluyla ek titizlik getirilmiştir.

Depresyonun TA Tedavisi – Hermeneutik Tek Vaka Etkinlik Tasarım Çalışması – ‘Tom’

© Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/v3i2p15

Özet

Hermeneutik Tek Vaka Etkinlik Tasarımı (HSCED), hem danışanın terapi nedeniyle değiştiğine dair makul argümanlar hem de alternatif açıklamalar üretmek için karma yöntem verilerinin çapraz incelemesini içeren sistematik bir vaka çalışması araştırma yöntemidir.  Bu çalışmada, orta düzeyde depresyon ve eşlik eden sosyal anksiyetesi olan bir erkekle kısa süreli TA psikoterapisinin sonuçlarını araştırmak için HSCED kullanılmıştır. Araştırmanın amacı, depresyon tedavisi için kısa süreli TA terapisinin etkinliğini araştırmak ve TA terapi sürecinin temel yönlerini ve etkili vakalar arasında değişimi teşvik eden ilişkili faktörleri araştırmak ve tanımlamaktır.  Titizliği artırmak ve araştırmacı bağlılığı potansiyelini ele almak için, bağımsız psikoterapi araştırmacıları davayı karara bağlamış ve sonuç hakkında bir karar sunmuştur.  Bu vakada iki hakimin çoğunluk kararı, bunun olumlu sonuçlanan bir vaka olduğu ve danışanın önemli ölçüde değiştiği ve bu değişikliklerin büyük ölçüde terapinin etkilerinden kaynaklandığı yönündedir.  Üçüncü yargıcın vardığı sonuç ise bunun karma sonuçlu bir vaka olduğu, danışanın önemli ölçüde değiştiği ve bunun önemli ölçüde terapiye bağlı olduğu yönündeydi.

Bu, rapor edilen 3. vakadır ve HSCED yaklaşımına, 2. vaka hakkında ekteki makalede rapor edildiği şekilde ek titizlik getirilmiştir.  (IJTAR 3:2, 3-14)

Klinik ve klinik olmayan popülasyonlarda tedbir kararlarının varlığı

© Danijela Budiša, Vesna Gavrilov-Jerkovic, Aleksandra Dickov, Nikola Vuckovic, Sladjana Martinovic Mitrovica

https://doi.org/10.29044/v3i2p28

Özet

Transaksiyonel analiz topluluğu içindeki çeşitli yazarlar, bir kişinin yaşam senaryosunun alınan emirler temelinde oluştuğunu, ruhsal bozukluğu olan kişilerin daha yıkıcı ve çok sayıda emre sahip olduğunu ve depresif ve paranoid patolojisi olan kişilerin farklı emir setlerine sahip olduğunu, paranoid bozukluklarda Ait Olma’nın, depresif bozukluklarda ise Önemli Olma’nın daha yaygın olduğunu ileri sürmüşlerdir.  Bu araştırma, bu tür iddiaları kontrol etmek amacıyla gerçekleştirilmiş ve görüşmeler yoluyla klinik olmayan olarak tanımlanan 100 yetişkin denek ile ICD-10 kriterlerine dayalı psikiyatrist sınıflandırmasına göre paranoid ve depresif olarak eşit şekilde bölünmüş 100 yetişkin denekten oluşan uygun bir örnekleme uygulanan Senaryo İşlevleri Ölçeği (Gavrilov-Jerković ve ark., 2010) kullanılmıştır.  Sonuçlar, örneklemin klinik olmayan ve klinik kısmı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkla kısmen beklenen doğrulamayı sağlamıştır.  Klinik grup, incelenen 12 tedbirde istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek puanlar almıştır.  Depresif özellikleri olan deneklerde daha belirgin olan Hissetme, Var Olma, İyi Olma, Çocuk Olma, Yapma, Düşünme ve Yakın Olma olmak üzere yedi Yargılama vardı.

Cilt 3 Sayı 1

Depresyonun TA Tedavisi – Hermeneutik Tek Vaka Etkinlik Tasarım Çalışması – ‘Peter’

© Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/v3i1p3

Özet

Hermeneutik Tek Vaka Etkinlik Tasarımı (HSCED), hem danışanın terapi nedeniyle değiştiğine dair makul argümanlar hem de alternatif açıklamalar üretmek için karma yöntem verilerinin çapraz incelemesini içeren sistematik bir vaka çalışması araştırma yöntemidir. Bu çalışmada, şiddetli depresyonu olan genç bir erkekle kısa süreli TA psikoterapisinin sonuçlarını araştırmak için HSCED kullanılmıştır. Araştırmanın amacı, depresyon tedavisi için kısa süreli TA terapisinin etkinliğini araştırmak ve TA terapi sürecinin temel yönlerini ve etkili vakalar arasında değişimi teşvik eden ilişkili faktörleri araştırmak ve tanımlamaktır. Titizliği artırmak ve araştırmacı bağlılığı potansiyelini ele almak için, bağımsız psikoterapi araştırmacıları vakayı değerlendirmiş ve sonuç hakkında bir karar sunmuştur. Karar vericilerin vardığı sonuç, danışanın önemli ölçüde değiştiği ve bu değişikliklerin büyük ölçüde terapinin etkisinden kaynaklandığı yönündedir.

Yazar, başkalarını araştırmayı tekrarlamaya ve HSCED sürecine dayalı bilgi birikimine katkıda bulunmaya teşvik etmek için ayrıntılı ekler sunmaktadır.

Cilt 2 Sayı 2 Temmuz 2011

Psikoterapi Yöntemi Olarak Transaksiyonel Analiz – Söylem Analitik Bir Çalışma

© 2011 Roland Johnsson

https://doi.org/10.29044/v2i2p3

Özet

McNeel (1975) tarafından geliştirilen kategorizasyonların operasyonel tanımları, yazar ve bağımsız bir değerlendirici tarafından 1984/85 yıllarında Goulding & Goulding (1976, 1979) tarzında gerçekleştirilen 72 saatlik transaksiyonel analiz grup terapisinin söylem analizine uygulanmıştır. Sonuçlar, terapistin söylem alanının ortalama %42’sini kullandığını ve terapinin gerçekten de TA bileşenleri içerdiğini, iki ana kategorinin ‘Duygusal Temas’ ve ‘Sözleşmeler’ olduğunu ve özellikle ‘Ebeveyn projeksiyonlarıyla konuşma’, ‘duygu açıklaması yapma’, ‘karşılıklı müzakere’ ve ‘özgüllük/açıklık’ TA tekniklerinin kullanıldığını göstermiştir. Değerlendiriciler arası güvenilirlik %46,2’dir (Araujo & Born 1985), Cohen’in (1960) kappa katsayısı hafiften orta dereceye kadar bir uyum göstermektedir ve Odds Oranı (Viera, 2008) çoğu kategori için 1,0’ın üzerindedir

Transaksiyonel Analizde Danışan Değerlendirmesi – Ohlsson, Björk ve Johnsson Senaryo Anketinin Güvenilirliği ve Geçerliliği Üzerine Bir Çalışma

© 2011 Roland Johnsson

https://doi.org/10.29044/v2i2p19

Özet

Ohlsson, Johnsson & Björk (1992) tarafından geliştirilen bir senaryo anketi ve ilgili kontrol listesi, yazar ve iki profesyonel meslektaşı tarafından, yazar tarafından yürütülen bir yıllık transaksiyonel analiz terapi grubunun on danışanını bağımsız olarak değerlendirmek için kullanılmıştır. Terapinin başlangıcındaki yazılı yanıtlara dayanan değerlendirmeler, terapinin sona ermesinden altı yıl sonra yazar tarafından yapılan video kaset görüşmelerine dayanan değerlendirmelerle karşılaştırılmıştır. Bağımsız değerlendiriciler için değerlendiriciler arası güvenilirlik orta derecede yüksek, değerlendiriciler içi güvenilirlik ise düşük bulunmuştur; ‘babadan gelen birincil emir’, ‘raket hissi’, ‘kaçış kapağı’, ‘babadan gelen sürücü’ ve ‘anneden gelen sürücü’ senaryo bileşenleri için uyum artmıştır.

Birleşik Krallık Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Transaksiyonel Analiz ve Bütünleştirici Danışmanlık Psikolojisinin Sonuçlarının Değerlendirilmesi

© 2011 Biljana van Rijn, Ciara Wild, Patricia Moran

https://doi.org/10.29044/v2i2p34

Özet

Bu makale, daha önce Bilişsel Davranış Terapisini (BDT) değerlendirmek için kullanılan Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Hizmeti girişimi IAPT – Psikolojik Terapilere Erişimi Geliştirme (CSIP 2008, NHS 2011) ile ilişkili değerlendirme tasarımını, birinci basamaktaki gerçek klinik ortamlarda Transaksiyonel Analiz ve Bütünleştirici Danışmanlık Psikolojisi yaklaşımlarını uygulayarak anksiyete ve depresyon için 12 seanslık tedavileri değerlendirmek amacıyla tekrarlayan doğal bir çalışmayı rapor etmektedir. Standart sonuç ölçümleri IAPT modeline uygun olarak kullanılmış (CORE 10 ve 34, GAD-7, PHQ-9), çalışma ittifakı (WAI Horvath 1986) ve ek bir depresyon envanteri BDI-II (Beck, 1996) ve yeni tasarlanmış anketler kullanılarak terapötik modele bağlılık ölçümü ile desteklenmiştir. Sonuçlar, Bilişsel Davranışçı Terapi ile karşılaştırıldığında, her iki yaklaşımın da sorunların şiddetini azalttığını; başlangıçtaki şiddetin sonucu öngördüğünü; ve terapi ilerledikçe çalışma ittifakının arttığını ancak sonuçlarla doğrudan ilişkili olmadığını göstermiştir. Her iki yaklaşım için de bağlılık yüksekti. Gelecekteki araştırmaların geliştirilmesi için çeşitli alanlar önerilmiştir.

Transaksiyonel Analiz Giriş Eğitim Kursunun (TA 101) Ego Durumlarının Benlik Algısı Üzerindeki Etkisi

© 2011 Traian Bossenmayer

https://doi.org/10.29044/v2i2p44

Özet

Araştırma, Sıfat Kontrol Listesi’nde (Gough & Heilbrun, 1980) yer alan ego durumları modelini kullanarak, transaksiyonel analiz (TA) 101 eğitiminin ego durumu dinamiklerine ilişkin benlik algıları üzerindeki etkilerini incelemektedir. Denekler soru formlarını eğitimin başında, sonunda ve bir ay sonra doldurmuşlardır. İstatistiksel olarak anlamlı olan tek değişiklik, Eleştirel Ebeveyn’in eğitimden sonra azalması ve bir ay sonra çok fazla olmasa da hala azalmasıydı. Ayrıca cinsiyetin anlamlı olduğu ancak yaşın anlamlı olmadığı bulunmuştur.

Cilt 2 Sayı 1 Ocak 2011

İşlemsel Analiz Teorisini Kültürleşmenin Transaksiyonel Analiz Teorisi ile İncelenmesi: Varoluşsal Pozisyonlar ve Kültürleşme Tarzları Arasındaki Etkileşim

© 2011 Lena Kornyeyeva

https://doi.org/10.29044/v2i1p3

Özet

Bu makale, Otoriter Kişilik oluşumunda Negatif Varoluşsal Konumun rolü (başka bir yerde rapor edilmiştir) ve demokratik bir ortamda (Almanya) otoriter geçmişe sahip göçmenler arasında kültürleşme özellikleri üzerine yapılan nicel araştırmanın kısmi bir raporudur. Veriler, farklı geçmişlere sahip katılımcılar arasında toplanmıştır: Almanya’daki Türkiye, eski Sovyetler Birliği ve Batı ülkelerinden gelen göçmenler ve yarı kontrol grubu olarak yerli Almanlar (N=1318), her bir alt örneklem en az 200 katılımcıyı kapsamaktadır. Ampirik sonuçları doğrulamak için çeşitli istatistiksel analizler yapılmıştır (korelasyon analizinden yapısal denklem modellemesine kadar). Otoriter bir sosyalleşmeye maruz kalan bireyler arasında Negatif Varoluşsal Pozisyonun daha fazla ifade edildiği hipotezi doğrulanmıştır. Negatif Varoluşsal Konumun, Kültürleşme İşlev Bozukluğu olarak adlandırılan durum için bir yordayıcı görevi gördüğü hipotezi de doğrulanmıştır. Varoluşsal Konumlar ve Kültürleşme Tarzları arasındaki kavramsal analoji incelenmiş ve dört olası kültürleşme tarzının (Berry vd., 1987, Berry ve Kim, 1988; Berry vd., 1989) karşılık gelen Varoluşsal Konum ile ilişkili olduğu hipotezi destek bulmuştur.

Transaksiyonel Analiz Psikoterapi Eğitiminin Öz Farkındalık ve Temas Yeteneği üzerindeki Etkisi

© 2011 Biljana van Rijn, Ciara Wild, Heather Fowlie, Charlotte Sills, Servaas van Beekum

https://doi.org/10.29044/v2i1p16

Özet

Bu araştırma, Eylül 2007 ve Temmuz 2008 tarihleri arasında Birleşik Krallık’ta Londra’daki Metanoia Enstitüsü’nde İlişkisel Transaksiyonel Analiz psikoterapi eğitimi alan öğrencileri kapsayan küçük ölçekli nicel bir çalışmadır. Araştırmacılar, ‘Özerklik Anketi’ni (Beekum & Krijgsman, 2000) kullanarak eğitimin öğrencilerin psikolojik sağlığı üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Bu sayede öğrencilerin eğitimlerinin ikinci yılında (klinik uygulamanın ilk yılı) 4. ve son yıllarındaki öğrencilere kıyasla öz farkındalıklarındaki ve başkalarıyla iletişim kurma becerilerindeki gelişmeler ölçülmüştür. Çalışmanın kapsamı ve bulguları keşfedicidir. Araştırma, psikoterapi eğitimi ve süpervizyon alanlarında daha ileri araştırmalar için sorular ortaya koymaktadır.

Vaka Çalışması (Örnek Olay) İncelemesi Araştırma Metodolojisi

© Mark Widdowson

https://doi.org/10.29044/v2i1p25

Özet

Modern psikoterapi yayınlarında yayınlanan vaka çalışmalarının eksikliğini yorumlayan yazar, vaka çalışması metodolojisinin güçlü yönlerini gözden geçirmekte ve klinik, deneysel ve natüralist dahil olmak üzere vaka çalışması türlerinin bir özetini sunmadan önce yaygın eleştirilere yanıt vermektedir. Sistematik vaka çalışmalarının geliştirilmesine yönelik öneriler yer almakta ve sonuç ve süreç ölçümlerine ilişkin bir dizi araştırma kaynağının kısa açıklamaları verilmektedir. Pragmatik vaka çalışması tasarımı ve hermeneutik tek vaka etkinliği tasarımı örnekleri verilmekte ve çalışma bazı etik hususlar ve TA topluluğuna vaka çalışması araştırmalarına daha geniş bir şekilde katılmaları için bir teşvik ile sona ermektedir.

Cilt 1 Sayı 1 Temmuz 2010

2010’da transaksiyonel analiz için bilimsel kanıt tabanı

© 2010 Thomas Ohlsson

https://doi.org/10.29044/v1i1p4

Özet

Uluslararası Transaksiyonel Analiz Araştırmaları Dergisi, IJTAR, araştırmaları teşvik etmek ve transaksiyonel analiz (TA) için bilimsel bir kanıt tabanı oluşturma çabalarını desteklemek amacıyla kurulmuştur. Bu makale, derginin başlangıç noktasını belirleme, halihazırda yapılmış olanları tanımlama, değerlendirme ve bunlardan sonuçlar çıkarma ve 2010 yılında TA için mevcut bilimsel kanıt temelini ifade etme girişimidir.

Öğrenme Ortamında Eylem Halindeki Matematiksel Hesaplama Prosedürleri ve Sürücüleri

© 2010 Cesare Fregola

https://doi.org/10.29044/v1i1p30

Özet

Bu makale, çocukların iki basamaklı bölme işlemiyle ilgili öğrenme deneyimleri ile sürücülerin işlemsel analiz kavramı arasındaki bağlantıları inceleyen bir çalışmanın deneysel aşamasının nitel sonuçlarını rapor etmektedir. Yazar, araştırmanın bir önceki sezgisel aşamasında geliştirilen bir anketin, lisans öğrencilerinin çocuk gözlemleri, çocuklar tarafından üretilen çizimler ve kullanılan izin işlemlerine ilişkin öğretmen gözlemleri ile birlikte kullanıldığı bir süreçten elde edilen sonuçları sunmaktadır. Beş etkenin her biri için örnekler verilmiştir.

Transaksiyonel Analiz Teorisi Öğretimi ile Üniversite Öğrencilerinin Kontrol Odağı Arasındaki İlişki: Ampirik Bir Araştırma

© 2010 Yang Mei

https://doi.org/10.29044/v1i1p40

Özet

Araştırma ampirik araştırma yoluyla Transaksiyonel Analiz teorisi eğitimi ile üniversite öğrencilerinin Kontrol Odağı arasındaki ilişki incelemesidir. Transaksiyonel Analiz derslerinden önce ve sonra iki anket çalışması yapılmış ve öğrencilerin kişisel anlatı raporları toplanmıştır. Transaksiyonel Analiz psikoloji eğitiminin 81 öğrencinin Dış Kontrol eğilimi puanlarında azalma ile ilişkili olduğu ve ödevlerinin de benzer eğilimi gösterdiği bulunmuştur. Transaksiyonel Analiz bilgisinin öğrencilerin kendi potansiyellerini keşfetmelerine ve yaratıcılıklarını özgürleştirmelerine yardımcı olduğu görülmüştür. Üniversite öğrencilerinin eğitiminde transaksiyonel analiz teorisinin kullanımının artırılması önerilmektedir.

Transaksiyonel analiz psikoterapisinde ittifakın duyuşsal boyutu

© 2010 Roland Johnsson ve Gunvor Stenlund

https://doi.org/10.29044/v1i1p45

Özet

Bu çalışma, “Yeniden Karar Terapisi” (Goulding & Goulding, 1979) tarzından sonra transaksiyonel analiz terapisinin psikodinamik bir formunda terapötik ittifakın (Bordin 1979) duyuşsal boyutunun öneminin araştırılmasını tanımlamaktadır. CCRT (Çekirdek Çatışmalı İlişki yöntemi, Luborsky & Crits-Christoph, 1990, 1998) kullanarak danışanın duygusal ilişki örüntüsünü araştırdık ve Plan Teşhis yöntemini (Weiss & Sampson, 1986) kullanarak terapistin danışanın duygusal mesajlarına (“testler”) nasıl yanıt verdiğini inceledik. “Duygusal” yönlerin, TA yeniden karar verme yönteminde ve sözleşmeleri, terapi görevlerini ve rasyonel bir yaklaşımı vurgulayan benzer TA psikoterapi yaklaşımlarında öngörülenden daha belirleyici bir rol oynadığını bulduk.

İnsanlığın Arayışında Tıbbın Ampirik Temeli ve Hermeneutik Köklerinin Arayışında Natüralist Psikoterapi

© 2010 (Türkçe) Pio Scilligo

https://doi.org/10.29044/v1i1p60

Hiçbir özet yayınlanmadı. Bu makale ilk olarak İtalyanca olarak ‘La base empirica della medicina alla ricerca di umanità e una psicoterapia naturalistica alla ricerca delle sue radici ermeneutiche’ başlığı altında yayınlanmıştır: “Psicologia Psicoterapia e Salute” 2006, Vol.12, No. 1, 1- 30. IFREP-93′ incelemesi. Bu çeviri IFREP-93’ün nazik izniyle yayınlanmıştır.